Abbas Güçlü Milliyet Gazetesi

Bir başarı destanı ve gençlere öğütler

Gönül Talu 80 yaşında ve ömrünün 60 yılı şantiyelerde geçmiş, başarılı hem de çok başarılı bir inşaat mühendisi. Hani şu Atatürk’ün geleceği emanet ettiği...

25 Şubat 2018 | 3.414 okunma

Gönül Talu 80 yaşında ve ömrünün 60 yılı şantiyelerde geçmiş, başarılı hem de çok başarılı bir inşaat mühendisi.

Hani şu Atatürk’ün geleceği emanet ettiği gençlerden biri. Genç Türkiye Cumhuriyeti için baraj, otoyol, tünel, viyadük, köprü, havaalanı, metro yani inşaat adına aklınıza ne geliyorsa pek çoğunun altında imzası var. Yaptığı baraj sayısı 24, gerisini siz düşünün!..


 
Son 50 yılımıza damga vuran tüm liderlerle, ya temel atma ya da açılışlarda fotoğrafları var. O kuşağın diğer tüm mühendisleri gibi o da adeta modern bir Türkiye için ant içmiş ve arı gibi çalışmış!

Biz de Demirel’i Barajlar Kralı sanıyorduk diyecek oldum, “O karar vericiydi, biz uygulayıcı. O bıraktı, biz devam ettik” dedi.

Elazığ’da doğup büyümüş, İTÜ’yü bitirmiş ve kısa bir devlet ve serbest çalışma döneminden sonra Doğuş İnşaat’a girip Baba Şahenk ile birlikte çok uzun bir yola çıkmışlar...

Tesadüfen tanıdım, kısa bir sohbetimiz oldu, babacan tavırlarıyla dikkat çekince, kim olduğunu sordum, yeni çıkan kitabını hediye edince de kendisini yakından tanıma olanağı buldum...

Uzun yol

Gönül Bey ve Canan Hanım çifte kumrular gibiydi. Hayatlarının neşesi ve gurur kaynağı olan üç oğulları varmış. Bizim de iki dedik. Araları nasıl, demeye kalmadan, tüm erkek çocuk ebeveynleri gibi işi şakaya vurdular. Önce, bizimkilerin evlenip, evlenmediklerini sordular. Hayır deyince de hele bir de gelinleri bekleyin, işte o zaman, size tavsiyemiz çok olur dediler! Ama sanki cevap biraz muzipçeydi. Son yıllarda bu sözü o kadar çok duyuyoruz ki kafamız karışıyor!..

Gönül Bey ve Canan Hanım, tam bir musikişinas ve şarkıları da: “Canandan uzak kaldı gönül, hasretiyle yandı gönül.”

Kitaptaki anılardan onlarca yazı çıkar. Aslında Gönül Bey’in hayatı, bir anlamda, modern Türkiye’nin doğuşunun da bir hikâyesi. Sizi alıp bazen Keban’a götürüyor, bazen de Bodrum’a, Karadeniz’e ya da İstanbul’a...

Hayatı boyunca gençlere sık sık seslenmiş. Onlardan biri de mezun olduğu İTÜ’de “Genç Meslektaşlarımı Mektubumdur” diyen konuşması:

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Öğretmen, öğretmen, öğretmen! 22 Kasım 2024 | 409 Okunma Eğitim nedir, ne değildir?.. 20 Kasım 2024 | 320 Okunma Pazar keyfi 17 Kasım 2024 | 59 Okunma Hatada ısrar mı erdem, dönmek mi? 15 Kasım 2024 | 228 Okunma Sosyal bilimleri ne zaman ciddiye alacağız? 13 Kasım 2024 | 143 Okunma