Yandaki fotoğraflara bakarak bir tahminde bulunun.
Bu kentimiz hangisi?
Daha önce defalarca gittiğim ama yeterince gezmeye fırsat bulamadığım bu kenti önceki gün hızla da olsa biraz gezince, şaşırmadım desem yalan olur.
Ve asıl şaşırtıcı olan, kentin güzelliği ile imajının taban tabana zıt olması!
İsterseniz gelin önce fotoğraflar üzerinden tahmin yürütelim.
Deniz mi, göl mü, yoksa kanal mı, ne olduğu tam belli olmayan bir suda gondol sefası yapıyoruz.
Suyun renginden deniz olmadığı belli.
Gondol denince, akla gelen ilk isim Eskişehir!
Ama orası değil.
Peki, o zaman cami üzerinden arayışa devam edelim.
Gerçekten de görkemli bir cami.
Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olmayacak kadar yeni.
Belli ki büyük kentlerimizden biri ama sanki Batı kentlerinden biri gibi!
Peki ya, o devasa pırıl pırıl park nerede olabilir ki?
Hemen her köşesinde birbirinden güzel doğal oturma mekânları, mermer heykeller ve rengârenk çiçekler olanı?
Trabzon, Gaziantep, Erzurum, Balıkesir, Kocaeli, Sakarya, Malatya?..
Hiçbiri değil...
Peki ya o güzelim koylar?
Kaş, Kalkan, Dalyan, Köyceğiz ya da Atatürk Barajı’nın uzantılarından biri olabilir mi?
Örneğin Şanlıurfa?
Hayır...
Şehrin yeni diye adlandırılan caddelerini, bulvarlarını gezdiğinizde, burası bizim ülkemiz mi, diye şaşıracak kadar kentsel donanıma sahip.
Gelelim, daha önce çekilmiş yelken yarışlarının yapıldığı ve renkli festivallerin yaşandığı karelere;
İzmir ya da Çeşme mi yoksa Antalya mı?
Hayır, hayır, hayır...