Zaman ne kadar da hızlı geçiyor.
Hain darbe girişiminin üzerinden tam 365 gün geçmiş!
Ve sanki daha dün gibi, her anı kare kare aklımızda, tüylerimizi
diken diken ediyor ve tam bir yıl olmuş.
Peki, yeterince ders çıkartabildik mi, vahametin boyutlarını
yeterince anlayabildik mi, daha da önemlisi, yediden yetmişe,
herkese, yeterince anlatabildik mi?
Dün, bugün, yarın, belki de Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece
15 Temmuz unutulmamalı.
Unutulmamalı ki, bir daha böylesi ihanetler yaşanmasın.
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nın Meclis’te, defalarca
okunmasının ardından kendisini tebrik için gelenlere, teşekkür
ettikten sonra, “Allah bir daha bize, İstiklal Marşı yazdıracak
günler yaşatmasın” demiş.
İnşallah, bizim kuşak ve bizden sonraki nesiller de, yeni darbeler,
yeni 15 Temmuzlar, yeni ihanetler yaşamaz...
Çünkü tüm enerjimizi alıp götürüyor.
Oysa yapılacak daha o kadar çok iş var ki!
Bu yüzden, devleti devlet yapan kurumlarımızı bir an önce
güçlendirip, geleceğe odaklanalım...
Bu konuda sadece iktidara değil herkese büyük görev düşüyor.
Kılıçdaroğlu’nun yaptığı Adalet yürüyüşü de bu çerçevede
değerlendirilmeli ve demokrasimizi güçlendirecek her adım, saygıyla
karşılanmalıdır...
Bizi, bizden daha iyi kimse anlayamaz.
Anlamıyorlar da zaten...
Kayıt maratonu
LYS sonuçları açıklandı. Şimdi tüm dikkatler, tercihlere
yöneldi.
Peki, en doğru tercih hangisi?
Bu konuda kafanızı karıştıran, en iyi biziz diyen, kendi
başarılarını yükseltmek için sizi hiç istemediğiniz fakültelere
yönlendiren çok olacak!
Sakın onların tuzağına düşmeyin!
Üniversite tercihleri, bir anlamda, geleceğin yol haritasını
çizmektir.
Seçeceğiniz fakülte yani meslek, ya artık bir ömür boyu sizinle
yaşayacak ya da sürekli değiştirmek zorunda kalacaksınız.
Doğru bir tercih size parlak bir kariyer ve mutluluk getirir,
yanlış tercihler ise sizi maceranın göbeğine atar!
İşte bu yüzden, girip de mezun olmayacağınız, mezun olup da, o
mesleği yapmayacağınız bölümleri, kesinlikle, tercih listenize
almayın.
Tercih sıralaması, puana göre değil, istek sırasına göre
yapılır.
İlk sıralara, puanı yüksek olanlar değil, en çok istediğiniz
fakülteler konulmalıdır.
Üniversite değil, fakülte ya da yüksekokul seçin.
Çünkü üniversite hayatı geçici, meslek ise kalıcıdır...
Özgürlük mü, kaçış mı?
Özellikle Anadolu’daki kız öğrencilerin en büyük hayali, büyük
kentlerde okumak.
Özgürlüklerine kavuşmak için ailelerinin bulunduğu kentten başka
bir kente gitmek, kâğıt üzerinde hoş görünse de, pek çok sorunu
beraberinde getirebiliyor.
Gidilmesin mi, elbette gidilsin ama her türlü ayrıntıyı da mutlaka
göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Ve en önemlisi, adaylar olarak, geleceğinizi, başkalarının
yönlendirmesine, sakın izin vermeyin.
Hayat sizin hayatınız, gelecek sizin geleceğiniz ve sizi,
hayallerinizi, potansiyelinizi, sizden daha iyi hiç kimse
bilemez.