Eğitim, eğitim, eğitim diyoruz da, eğitim kimin umurunda?
Devletin mi, ailelerin mi, yoksa öğrencilerin mi?
Daha da önemlisi eğitimden anladığımız ve beklentilerimiz ne?
Hem çok önemli bir kavram gibi sunuyoruz hem de hiç önem
vermiyoruz.
Daha da vahimi altını doldurmuyoruz...
Evet, sizce eğitim ne?
Bugün öğrenip yarın unuttuğumuz, o ne işe yaradığını bilmediğimiz
bilgiler mi, ezberlediğimiz anlamsız formüller mi yoksa sabah akşam
çocuklarımıza çözdürdüğümüz testler mi?
Ne olur, birkaç dakikanızı bu konuya ayırın ve kendinizi
sorgulayın.
Eğitim deyince aklınıza ne geliyor?..
Eğitimin gücü
Hani hep derler:
“Okuyanla okumayan bir olur mu?”
Gerçekten de öyle mi?
Peki ya eğitimsizlik?
Eğitim demek, akıl demek.
Peki, biz aklımızı hangi konuda, ne kadar kullanıyoruz?
Seçimler olalı günler, haftalar geçti, hâlâ bir hükümet bile
kuramadık.
Her şey ortada, eğitim, çok daha ortada.
Sanki sokağa bırakılmış çocuk gibi, sahibi de yok, sahip çıkanı
da.
Oysa, milyonlarca öğrenci ve veli tedirginlik içerisinde ve önünü
göremiyor...
Eğitimin hedefleri
Devletin eğitimden ne anladığı ve beklentileri, Temel Eğitim
Kanunu’nda uzun uzadıya anlatılıyor. Ama uygulamaya bakıyorsunuz,
yetiştirmek istediği insan modeli ve kurmak istediği düzenle,
gelinen nokta, taban tabana zıt.