Dünyanın her yerinde doğan her çocuk masumdur. Onları canavara ya da meleğe dönüştüren içinde yaşadıkları ortamdır.Her felaketten sonra hep sonuçları tartışıyoruz ama o noktaya nasıl gelindiği hiç sorgulanmıyor…Günde 500 test çözdürerek sınav köleleri haline getirdiğimiz çocuklarımıza görev aşkı, iş disiplini, liyakat, sorumluluk bilinci ve en önemlisi de insani değerlerle birlikte ülke ve millet sevgisi, aidiyet duygusu kazandırsaydık, vicdan sahibi olmalarını sağlayabilseydik böyle mi olurdu?“Her şeyin başı eğitim” derler, gerçekten de öyle!Ama nasıl bir eğitim?İdeolojik değil, pedagojik olmalı. Referans olarak da aklı, bilimi, çağdaşlığı esas almalı. Milli ve manevi, değerlerle donanmış olmalı. Her şeyden önce de her yönüyle iyi bir insan yetiştirmeli…Peki bu, felaketleri, faciaları, savaşları, yoksulluğu, doğa tahribatını, vicdansızlığı, aç gözlülüğü, suç işlemeyi, para ve güç hırsını önlemeye yeter mi?