Napolyon para, para, para demişti. Sonra onun yerini bilim ve
teknoloji aldı. Eğitim şart diyenler oldu...
Bugün gelinen son nokta ise Napolyon haklıymış yönünde.
Peki, altyapı olmadan üstyapı olur mu?
Daha da önemlisi, eğitimsiz, bilimsiz bir kalkınma olur mu?
Bu sorunun cevabı kişiden kişiye, ülkeden ülkeye değişir.
İşte bu yüzden kesin bir cevabı yoktur.
Ve gelinen nokta çok şaşırtıcı.
İsterseniz gelin bu yöndeki gelişmelere bir göz atalım...
Diploma enflasyonu!
Eğitimin önemi düne göre daha da artıyor mu yoksa azalıyor mu?
Böyle abes bir soru mu olur, elbette artıyor, eğitimsiz olur mu
diye hemen hayıflanmayın!
Muhtemeldir ki, birkaç satır sonra siz de bana hak
vereceksiniz.
Eğitim ve bilim, toplum için mi yoksa, bireyler ve şirketler için
mi?
Çok daha önemlisi, daha eğitimli bir toplum istiyor muyuz,
istemiyor muyuz?..
Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi bu kavramlar bizde de
tartışılmaya başlandı.
Amerika, üniversite ille de gerekli mi sorusunu daha şimdi
tartışıyor.
Oysa biz yıllar önce bu noktaya geldik.
Üstelik üniversite mezunu sayımız onlardan çok geri olmasına
rağmen.
Niye, çünkü girilmesi, okunması ve mezun olunması çok zor ve pahalı
olan üniversitelerin verdiği diplomalar artık bir işe yaramıyor.
İşsizlik sıralamasında ilk sırada üniversite mezunları yer
alıyor.
Ve arkasından da şu soru geliyor?
Onca çile niye?..