Bugünün çocukları dünden çok farklı.
Yarın çok daha farklı olacak!
Ama okullar, müfredat, öğretmenler ve eğitime bakış açısı, yüzlerce hatta binlerce yıldır olduğu gibi hep aynı!
Bugünün dijital çocuklarına, bırakın klasik eğitimi, dijital eğitim de cazip gelmiyor.
Kendilerine dayatılanı değil, kendi istediklerini öğrenmek istiyorlar!
İşte onun sınırları da nerede başlıyor, nerede bitiyor?
Bu konuda kafalar karmakarışık!
Bireye yönelik eğitim modeli çok öne çıkıyor.
Herkese ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim anlayışı, kulağa çok hoş geliyor.
Peki, o ilgi ve yetenekler nasıl belirlenecek?
Daha da önemlisi, hemen her yaşta farklı bir alana yönelen ilgi odaklanmasının hangisi ciddiye alınacak?
8-10 yaşındakiler mi, ergenliktekiler mi yoksa liseli ve üniversiteli yıllardakiler mi?
Eğitim zaten zor ve karmaşıktı, önümüzdeki yıllarda daha da içinden çıkılmaz hale gelecek.
Çünkü dijital dünya daha neler getirecek, bilmiyoruz.
Bir de bugünün gençleri gerçekten çok ilginç!
Hemen her gün, her saat, dijital dünyanın içindeler ama iş öğrenmeye yani derse gelince adeta öcü gibi kaçıyorlar.
Örneğin, deli gibi TEOG, YGS, LYS, KPSS tarzı sınavlara hazırlanıyorlar ama yüzde 90’ı kâğıttan, yani kitap ve dergilerden hazırlanıyor.
Dijital dershaneler nedense hiç tutmadı.
Tıpkı sanal kitaplar gibi.
Zaten çok az olan okur sayısı azalırken, basılı kitapların okur sayısı giderek artıyor!..
Öğrenme arzusu
Bugünün hatta yarının gençliğini tanımadan, geleceğe yönelik eğitim stratejileri oluşturmak yanlışların en büyüğü olur.