Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un, Başbakan
Yardımcısı’yken dilinden düşürmediği bir nakarat vardı:
Ehliyet, liyakat, sadakat!..
Kadrolaşma iddialarına şiddetle karşı çıkıyor ve her ne kadar son
zamanlarda çok fazla dile getirmese de şunları söylüyordu:
“Dini, seküler fark etmez, gerçekten ehliyeti, liyakati ve millete
sadakati olan insanlar gelsinler, devletin kadroları içinde yer
alsınlar. İçkisini içen de gelecek, içmeyen de gelecek. Hanımı
başörtülü olan da gelecek olmayan da gelecek. Böylesine bir
özgürlük ortamını devletin kadroları içinde sağlarsanız, FETÖ’ye
ihtiyaç duymayacak kimse. Esas kırmamız gereken şey bu.”
Peki, bu söylem ne kadar hayata geçti?
Nerede vardı ki devlette olsun diyenler çok çıkacaktır.
Onun için öncesiyle ilgili yorumları size bırakıyorum.
Benim miladım, ÖSYM’ye yapılacak yeni atama olacak.
Dünü dünde bırakıp, her şeyi sıfırlayıp, yarına bakmak
istiyorum.
İtibarı dibe vuran ÖSYM nasıl toparlanacak, onu merak ediyorum.
ÖSYM toparlanırsa, tüm kurumlar toparlanır, ÖSYM daha da dibe
vurursa, artık söylenecek söz kalmaz!
Peki, bunun için neyi bekleyeceğiz?
Önce, YÖK’ün belirleyeceği 3 adaya, sonra gelen başkana ve onun,
kurumu dibe vurduran eski başkanların kadrolarıyla çalışıp
çalışmayacağına bakmak gerekir.
Bunun için de ehliyete yani donanıma, liyakate yani hak etmişliğe,
sadakate yani millete olan sorumluluğuna bakmalıyız.
Kurtulmuş’un iktidar adına sık sık dile getirdiği, ehliyet,
liyakat, sadakat, ÖSYM Başkanı’nı seçiminden başlayarak, tüm ülke
geneline dalga dalga yayılacak mı, yayılmayacak mı hep birlikte
göreceğiz!..
Neden
önemli?
ÖSYM’ye yapılacak atama çok önemli! Çünkü:
ÖSYM yılda 10 milyon adayı sınavdan geçiriyor ve tüm devlet
kadroları onların yaptığı sınavlara göre şekilleniyor.
ÖSYM’de azledilenler sadece başkanlar, oysa kurumu çökertenler
aynen duruyor, hatta terfi alıyor!
Her yıl milyonlarca genç, devletin hak, hukuk, adalete bakış
açısını onların yaptığı sınavlara göre ölçüyor ve isyan ediyor!
Kaplumbağa ile tavşan yarışında olduğu gibi Robert ve GS mezunu ile
meslek lisesi mezununu aynı sınavda yarıştırıyor!
Her yıl yüz binlerce kontenjan boş kalıyor, umurunda değil!
Yanlışsız sınav, puanlama, yerleştirme yapamıyor!
Öğrencilere karşı Ali kıran baş kesen, üst makamlara karşı
duyarsız, adalete karşı yasa tanımaz bir konumda.
Yaptığı yanına kâr kalıyor, hesap vermiyor.
ÖSYM’nin bağımsızlığı, özerkliği çok önemli ama hep bir yerle
bağımlı oldular!
Üzerlerindeki iş yükü çok fazla ama buna rağmen dur demeyi
bilmediler.
Her şeyi paraya endekslediler, yüz milyonlara, para demediler,
İhale Kanunu’nu sürekli değiştirdiler.
Dünyanın en güvenilir kurumlarından biriyken, itibar sıralamasında
en diplere indiler.
Nasıl bir
başkan?
Başkan adaylarını belirleme ve atama yetkisi elbette Ankara’nın
elinde.Ama bugüne kadarki atamalar gösterdi ki bu konuda çok
dikkatli olmak gerekiyor.
Ayrıca sadece bakan ya da başkan değiştirmek de yetmiyor!
Özetin özeti: Yeni ÖSYM Başkanı turnusol görevi görecek!..