YÖK sürekli sınırlamalar getiriyor.
Önce tıp ve hukuka baraj getirdi, ardın da mühendisliğe.
Sonra bir baktık pedagojik formasyona kota konuldu derken, dün de
Mimarlık için baraj getirildi.
Bugünkü YÖK yönetimi, kaliteyi, sınırlama getirmek olarak
anlıyor.
İşin sosyal boyutunu hiç düşünmüyor.
Bu üniversitelerin açılışına onay veren, daha mezun vermeyen
gecekondu yükseköğretim kurumlarına doktora yapma olanağı sağlayan,
laboratuvarları olmadığı için gidip liselerde eğitim veren
mühendislik fakültelerini denetleyenler, sanki kendileri
değiller.
Ne dünkü YÖK kafasının bu ülkeye ve akademik hayata bir katkısı
vardı ne de bugünkülerin.
Sürekli olarak bir uçtan diğerine gidiyorlar.
Yeni YÖK Başkanı Yekta Saraç en az 10 yıldır YÖK üyesi.
Son 10 yılda alınan kararların hemen hepsinin altında öyle ya da
böyle imzası var.
Peki, o zaman olup bitene neden seyirci kaldı, kamuoyunu, iktidarı
ve cumhurbaşkanlarını neden yeterince bilgilendirmedi de bugün bu
noktalara gelindi?
Elbette kabahatli aramıyoruz. Ama bu noktaya da bir anda
sürüklenilmedi ve YÖK’ün şipşak kararlarından artık gına geldi.
Keşke bir karar alınırken uzun uzadıya tartışılsa, pilot uygulamaya
geçilse ve ondan sonra nihai süreç başlasa.