Abbas Güçlü Milliyet Gazetesi

Fransa için final, Almanya maçıydı!..

Bayram tatilinde, küçük oğlumuzun mezuniyeti nedeniyle Fransa’daydık. Tam da futbol çılgınlığının içine düştük. Her ne kadar futbolla, uzaktan yakından ilgim olmasa da Avrupa kupası...

12 Temmuz 2016 | 207 okunma

Bayram tatilinde, küçük oğlumuzun mezuniyeti nedeniyle Fransa’daydık.

Tam da futbol çılgınlığının içine düştük.

Her ne kadar futbolla, uzaktan yakından ilgim olmasa da Avrupa kupası maçlarını ta en başından beri izliyorum.


Nasıl ve niye elendiğimiz konusunda onlarca yazı yazılırdı ama bu benim işim değil diye hiç bulaşmadım.

Fransa’da olup da, üstelik Fransızlar için gerçek final niteliğindeki Fransa-Almanya maçının oynandığı Marsilya’da olup da bu maça gitmemenin mantığını, futbolla yatıp, futbolla kalkanlara bir türlü anlatamadım.

Tıpkı Fransa-Portekiz arasındaki şampiyonluk maçını, sahada değil de havaalanında izlediğim gibi...

Buradaki çok önemli maçlara gittiğimde de, genelde sahadaki atmosfere takılır kalırım, golleri de dev ekranlardan izlerim, en azından tekrarı oluyor!..

Yarı final, final öncesi ve sonrası, sokakların halini yazacağım ama 2016 Avrupa Şampiyonası’nda aklımda kalan en önemli kare Ronaldo olacak.

Portekiz onunla şampiyonluğa ulaşacaktı. O maç için yanıp tutuşuyordu ama maçın hemen başında sakatlandı. Çıkmadı direndi. Ancak daha fazla dayanamadı ve şimdi sırası mıydı dercesine, sakatlığına, adeta isyan ederek, gözyaşları içerisinde, sedyeyle saha kenarına taşındı.

Başkalarını bilmem ama o dakikadan sonra benim dikkatim maçta değil Ronaldo’daydı. Neyse ki 10 dakika sonra ekranlarda görünmeye başladı.

Gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Baldırında bandaj vardı. Belli ki liflerinde zedelenme söz konusuydu. Ama ona rağmen seke seke sahadakinden daha fazla efor sarf etti.

Bazen sahadakilere moral verdi, bazen yedeklere, bazen de teknik direktör Santos’un da önüne geçerek sahayı o yönetti.

Bir futbolcunun, saha içinde olduğu kadar saha kenarında da, ülkesi ve bayrağı için verdiği bu mücadele, herkese kapak olmalı. Özellikle de bizimkilere!..

Ve Ronaldo’nun bu mücadelesini izlerken, iyi ki sahada değil de ekran başındayım diye sevindim. Çünkü sahanın en iyi yerinde de olsanız, o kareleri, kameraların yakaladığı açından görmeniz mümkün değildi...

Futbolun gücü!

Fransa’nın kozmopolit halini sahadaki futbolculardan görmek mümkün.

Birbirlerini pek sevmeyen bir millet. Hatta kendi kendileriyle de hep sorunları var.

Ortak değerleri ise bizde olduğu gibi yok denecek kadar azalmış.

Hemen her konuda farklı düşünen Fransızlar, maç söz konusu olduğunda, hele ki finale çıkıldığında, hele hele Almanya ile oynandığında, tüm ayrılıklar bir yana atılıp, tek vücut haline gelebiliyorlar.

Yarı final ve final öncesi hayat adeta durmuş gibiydi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Öğretmen, öğretmen, öğretmen! 22 Kasım 2024 | 440 Okunma Eğitim nedir, ne değildir?.. 20 Kasım 2024 | 321 Okunma Pazar keyfi 17 Kasım 2024 | 59 Okunma Hatada ısrar mı erdem, dönmek mi? 15 Kasım 2024 | 228 Okunma Sosyal bilimleri ne zaman ciddiye alacağız? 13 Kasım 2024 | 143 Okunma