Hiç bitecek gibi gelmi- yordu.
Bitti işte.
Kötü olan ne varsa, hepsini ona malettik.
Şimdi, arkamızdan kıs kıs gülüyor, artık ben de yokum, bakalım tüm kabahatleri kimin sırtına yükleyeceksiniz diyordur.
Her yeni gün gibi, her yeni yıl da, yeni bir başlangıçtır.
Bazıları, yılda bir kez muhasebe yapar, biz gazeteciler ise hemen her gün, yeni bir boş sayfanın karşısına geçer, dünü, dünde bırakırız.
Çünkü yarın yeni bir gün olacak ve sizler, ilginizi çekecek yeni bir yazı beklersiniz.
Bugün, dün, önceki günler ve onlarca yıldır yazdığınız yazıların hepsi geride kalmıştır.
Önemli olan bugündür.
İşte bu yüzden, kimileri yeni bir yılı, yılda bir gün yaşar, biz her gün yaşarız.
İyi mi, kötü mü?
Olaylara nereden baktığınıza bağlı.
Yaptığınız işten keyif alıyorsanız, en zor günler bile kolay geçer.
Yok eğer ayağınız sürterek işe gidiyorsanız, çektiğiniz acı, pek çoğumuzun çektiğinden 365 kat daha fazladır.
Bu durum, aslında hepimiz için geçerli.
En iyi durumda olması gerekenlerin ne kadarı hak ettikleri yerde?
Ya da başı göğe erenlerin ne kadarı, bunu hak ediyor?
Geriye dönük muhasebeler yaparken, en azından bugün, ne olur, pembe gözlüklerinizi takın!
2016’da ulusça çok yorulduk.
Aynı tempoda yola devam edemeyiz, etsek de, sonraki yıllar için enerjimiz kalmaz.
İşte bu yüzden, ne olur biraz nefeslenelim, yaralarımızı saralım, moralimizi yenileyelim ve yola öyle devam edelim.
Keskin sirke küpüne zarar misali, kızdıkça, öfkelendikçe, isyan ettikçe moralimiz daha da bozuldu.
Peki kızdıklarımızın, öfkelendik- lerimizin, isyan ettiklerimizin bundan haberi oldu mu, olsa da tavırlarında bir değişiklik gerçekleşti mi?
Evet demek o kadar zor ki!..