Bugüne kadar, muhta- rından cumhurbaşkanına, binlerce siyasetçi tanıdım.
Teki bile ülkesini ve halkını sevmiyor değildi.
Oysa genel algı hep bunun tam tersi yönünde.
Çünkü dışarıya hep böyle bir görüntü veriyorlar.
Gerek mesleki, gerekse özel sohbetlerde hep şunu anlamaya ve cevabını bulmaya çalıştım:
Niye ille de siyasete girmek istiyorlar?..
Bu soruyu, bazen bire bir sohbetlerde, bazen de canlı yayınlarda, milyonlarca kişinin önünde sordum.
Cevabı çok kısa ve dünden bugüne hiç değişmedi:
Hizmet için!
Yani siyasete giriyor olmalarının tek bir nedeni var o da hizmet!
Samimiler mi? İçlerinde farklı düşünenler olsa da aksini söylemek yanıltıcı olur.
Peki, o zaman niye böyle karışık bir imajları var?
İşte bu sorunun cevabı, bilimsel olduğu kadar, sosyolojik olarak da incelenmelidir.
Tamam, politikacıların güvenilirlik endeksleri sadece bizde değil, ülkelerin çoğunda benzer özellikler taşıyor. Hatta bizden daha dibe vuranlar bile var.
O onların sorunu, bizi ilgilendiren ise bizimkilerin durumu!
Hemen klasik bir savunma mekanizması içerisine girip, gazetecilerin, onun, bunun, şunun imajı daha mı iyi diye saydırıp, döktürmeyelim.
Ülkeler bileşik kaplar gibidir, birinde neysek, diğerinde de oyuz.
Politikacıların görevi ise en kutsal ve en önemli olanı.