Adana’yı görmeden, Adana’yı yaşamadan, Adana’nın dinamiklerini bilmeden Anadolu Kaplanları’ndan söz etmek mümkün değil!
Kaplanlar kaplan değilken o kaplandı. Çukurova’nın, tarımın, sanayinin, kültürün, kebabın ve en önemlisi de bölgesel eğitimin başkentiydi.
Çukurova Üniversitesi, kampüsüyle, öğretim kadrosu ve araştırmalarıyla, dünya standartlarında bir üniversitemiz. Çölde vaha gibi, bozkırda cennet yaratıldı. O yetmedi, Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki onlarca üniversitenin kuruluşuna öncülük etti. Akılla, bilimle, Ar-Ge ile bölgesel kalkınmanın lokomotifi oldu.
Eski ve Yeni Adana, dün ile bugünün, eskiyle yeninin, yoksullukla zenginliğin, gelenekle inovasyonun, milli değerler ile çağdaşlığın bir arada harmanlandığı yaşam dolu bir kentimiz...
O bir Kaplanlar Kaplanı ama korku salan değil, koruyan, kollayan, paylaşan bir Kaplan!..
Sıra onlarda mı?