Öğrencilik okumayı, öğrenmeyi, paylaşmayı ve en önemlisi de yaşamı sevenler için dünyanın en iyi mesleklerinden biriydi. Tadına doyulmaz, uzatılabildiğince uzatılırdı. Bırakın üniversiteyi, üzerine mastır, doktora da yapsanız, hızınızı alamaz, dahası yok mu denilirdi. Üniversiteyi bitirenler parmakla gösterilir, derin saygı duyulurdu. Öğretmen ya da profesör denildiğinde akan sular dururdu.“Okumuş” sıfatı, en önemli övünç sözcüklerinden biriydi.“Biz bu saçları değirmende ağartmadık” gibi “Bu mesleği öğreninceye, bu diplomayı alıncaya kadar az dirsek çürütmedik” deyimi de boşuna değildi.Nereden nerelere geldik.Her şey gibi eğitime, karneye, diplomaya bakış açısı da değişti.Her şey gibi onlara da daha kolay ulaşılır hale gelindi.Bir değil, birkaç diploması olmayan kalmadı.