Ortak değerleri- mizden pek çoğunu kaybettik.
Ama en acı olanı İstiklal Marşımızı bile hep bir ağızdan söyleyemiyoruz.
Okullardaki pazartesi ve cuma törenlerinde söylenen İstiklal marşları da artık, tıpkı törenlerdeki gibi kasetten çalıyor.
Öğrencilerden katılan yok gibi.
Oysa bizim öğrenciliğimizde, bırakın katılmamayı, alçak sesle söylemek en büyük utanç kaynağıydı.
Bir dakikalık saygı duruşları için de her okulun borazancısı vardı.
O çalar, herkes huşu içinde onu dinlerdi.
Şimdi o da kasetten çalıyor.
Eğitimin hiçbir alanında, bir başarı elde edemediğimiz gibi, iyi bir yurttaş yetiştirme konusunda da maalesef sınıfta kaldık.
Bu konu artık MEB’i çoktan aştı.
Belli ki onlar bu işi başaramayacak.
Eskiden, Milli Güvenlik Kurulu bu konulara kafa yorardı.
Böylesi hassasiyetler orada konuşulur ve duyarlılığın artırılması yönünde kararlar alınırdı.
Ne olur, ortak değerlerimiz yine masaya yatırılsın ve bazı kararlar alınsın.
Örneğin, artık hiçbir törende İstiklal Marşımız kasetten okunmasın.
Örneğin, milli duyarlılığı artırıcı simgelere, aşırıya kaçmayacak şekilde daha fazla yer verilsin, daha fazla önem gösterilsin.
Bayrak sevgisi olmadan, dilimizi yabancı dillerin egemenliğinden korumadan, dünümüzle bugünümüzle barışık olmadan, sadece acılarda değil sevinçlerde de aynı duyguları paylaşmadan, örf, gelenek ve ananelerimize sahip çıkmadan ulus olma vasfımızı kaybederiz.
İşte böylesi bir noktaya kesinlikle gelmemeliyiz.