On yıl öncesine kadar, üniversiteye gitmek gençlerin en büyük
hayaliydi!
Şimdi ise yüz binlerce kontenjan boş kalıyor!
Onu da bırakın, birinci yerleştirme döneminde, üniversiteyi
kazandığı halde kaydını yaptırmayan 40 bin öğrenci var, ek
yerleştirmeyle bu sayı 50 bine çıkarsa, hiç şaşırtıcı olmaz!
Hadi hiç tercih yapmayıp açıkta kalanları anladık diyelim.
Peki ya, gelecek yıl ortaöğretim başarı puanı yarı yarıya düşenlere
ne demeli?
YÖK ve ÖSYM’nin caydırıcı olsun diye koyduğu ama hiçbir
caydırıcılığı kalmayan kuralına göre, herhangi bir yeri tercih
edip, oraya yerleştirdiğinizde, gidip kayıt olmasanız dahi
Ortaöğretim Başarı Puanı’nız (OBP), bir sonraki yıl yarı yarıya
düşüyor. Yani OBP’niz 60 ise 30’a iniyor. Ve bir puanla ortalama on
bin kişinin yer değiştirdiği düşünüldüğünde, kaybınız çok yüksek
oluyor!
İşte bu yüzden, bu konu özel olarak incelenmeli ve adayların neden
böyle davrandıkları mutlaka sorgulanmalıdır.
Durduk yerde hiç kimse iki yılını heba etmez ama gençlerimiz
hayatlarının en önemli iki yılını hovardaca harcıyor!
Neden mi?:
- Bilgi eksikliğinden olabilir.
- Yanlış yönlendirme kurbanı olabilirler.
- Burs ve yurt bulamadıkları için kayıttan vazgeçebilirler.
- Sistem kurbanı olabilirler.