Son 85 yılda en sık duyduğumuz söylemlerden birisi de şu: “Keşke, Atatürk bir on yıl daha yaşasaydı. Her şey daha farklı olurdu.”Bu bir özlem mi, tespit mi yoksa daha önceki on yılda yaşanan kalkınma hamlesinin yarattığı bir heyecan mı?Peki, her şey çok daha farklı olur muydu?Kesinlikle öyle olurdu.Demokrasi, hukuk, insan hakları, eğitim, bilim, sanat, yaşam biçimi, tarım, kadın hakları, yurttaşlık bilinci, ekoloji, spor, ekonomi ve her alanda esen değişim rüzgârında taşlar daha bir yerli yerine otururdu.Bin yıllık alışkanlıklar bir anda değişir miydi, değişti ama her değişimin zamana olduğu kadar lidere de ihtiyaç vardı. O erken veda etti.85 yıllık özlemin ardında yatan en önemli neden işte bu “yarım kalmışlık!”