Cumhuriyet tarihi boyunca Anadolu’nun en ücra köşesine kadar okul ve öğretmen göndermek için büyük çaba harcadık. Başarılı da olduk. Okullaşma oranları inanılmaz boyutlara ulaştı, eğitim sadece seçkinlerin değil, herkesin ulaşabileceği bir noktaya geldi.Köyümüze okul açıldığında sevinç çığlıkları attık, kasabamıza ortaokul, lise açıldığında bayram ettik, kentimize üniversite açıldığında mutlulukların en büyüğünü yaşadık.Bugün için üniversitesi olmayan ilimiz, fakülte ya da yüksekokulu olmayan ilçemiz yok gibi.Bu büyük bir başarıdır ve Cumhuriyet tarihi boyunca bu hizmeti gerçekleştiren iktidarlara canı gönülden teşekkür ederiz.Ulaşılabilirlik konusunda gelebileceğimiz en son noktaya geldik, şimdi sıra kalite, liyakat, üretim ve refah odaklı eğitimde. Onu da başarırsak kimse bizi tutamaz.Madalyonun görünen yüzünde bu memnuniyet verici tablo var, diğer yüzünde ise hatalar söz konusu. Örneğin köy okullarının kapatılması, örneğin şişirilmiş kontenjanlar ve notlar, örneğin üretim ve istihdam odaklı değil de sınav odaklı bir eğitim anlayışı...Hatalar olmaz mı, elbette olur. Önemli olan bunu görüp düzeltmektir. İşte bu yüzden geç kalınmış olsa da köy okullarının yeniden açılmasını...