Yeni yıl yaklaştı ya, yılın en’leri ödül törenlerinin biri biter, diğeri başlar.
Her kurum kendine göre ödül verebilir, onlara bir diyeceğim yok.
Beni rahatsız eden, üniversitelerin verdiği ödüller.
Onlarca kişiye ödül veriyorlar, içlerinde bir tane bile eğitime, bilime, araştırmaya, istihdama, girişimciliğe, inovasyona yani üniversiteleri üniversite yapan değerlere yönelik ödül yok.
Örneğin Yılın Mühendisi, Yılın Hukukçusu, Yılın Fizikçisi, Yılın Girişimcisi, Yılın Hocası, Yılın Hayırseveri, Yılın Öğrenci Dostu, Yılın Öğrenci Yurdu, Yılın Personeli gibi onlarca konu başlığı seçilebilir ama onlar ısrarla magazine yöneliyor. Araya birkaç tane de televizyonların ana haberbülteni ve gazetelerini sıkıştırıyorlar ki haberleri çıksın.
Popüler kültürün öne çıkan isimlerini allayıp pullayıp, sonra da onlar niye bu kadar kazanıyor da biz sürünüyoruz edebiyatı yapıyorlar!
Gel de gülme, gel de kızma!
Üniversiteleri, daha doğrusu bizim üniversiteleri anlamak gerçekten çok zor. Çünkü dünyanın hiçbir aklı başında üniversitesinde böylesine şişirilmiş komik ödüller yok!
Şimdi birileri çıkıp, size vermiyorlar da onun için böyle yazıyorsunuz diyebilir.
Onlara cevabımız, belki de en çok bize veriliyor ama artık gidip almıyoruz, kıramayıp gittiğimizde de burada yazdıklarımızdan çok daha fazlasını söylüyoruz.
Ödül enflasyonu
Üniversitelerden kimi en sevilenleri, kimi en başarılıları, kimi de en popüler olanları seçiyor.
Şimdi bu kervana liseler hatta ilkokullar bile katıldı.
Ve işin garibi, eğitim ve öğretim kurumlarının verdiği ödüller içerisinde, sanatçısından futbolcusuna, işadamından televizyoncusuna hemen herkes varken, eğitim ve bilim adına hiç kimsenin ve kurumun bulunmaması...
Madalyonun görünen yüzünde mutluluk, fiyaka ve bol bol da ödül var. 50’nin üzerinde farklı alanda tam 100’e yakın ödül!
Alanlar da memnun, verenler de.
Alanlar ödül aldık diye fiyaka satıyor, verenler de medyada reklamımız oluyor diye seviniyor...
Ödül enflasyonu
A üniversitesinde ya da okulunda durum böyle de diğerlerinde farklı mı?
Alın birini vurun diğerine.
Örneğin bizim Gazeteciler Cemiyeti’ni ele alalım.
Yılda bir tek yazı yazana gazetecilik başarı ödülü verdikleri çok oldu.
Bu nasıl başarıysa...
Hemen her yıl değişik kurumlardan en fazla ödül alanlardan biri olarak, bu yazıyla, önümüzdeki yıllar için ödül alma şansımı sıfıra indirdiğimin farkındayım. Ama artık bu ödül enflasyonuna bir şekilde dur denilsin ya da unuttuklarına da ödül versinler!
Bu törenlerde gençlerden, üniversitelerden ödül almakla övünenlerin, gençlere, eğitime ve üniversitelere ne verdiklerini, onlara yönelik ne yaptıklarını hep merak ettim.
Ve her seferinde derin hayal kırıklığıyla karşılaştım.
Eğitim ve bilim
Bugün hâlâ Milliyet’in dışında sürekli eğitim sayfası yapan yok. Kanal D’nin dışında genve eğitime yönelik program yapan da çıkmadı.
Pek çok ödül töreninde, ödül alanlara, “Madem gençleri bu kadar çok seviyorsunuz, neden onlara staj ve iş olanağı sağlamıyorsunuz?” dedim, hâlâ da söylemeye devam ediyorum.
Çünkü dün de bugün de öğrencilerin en önemli sorunu önce staj, sonra da iş.
Hangi kuruma gitseler kapılar yüzlerine bir bir kapanıyor...
Ödülün amacı teşvik olmalı.
Gençlere verilmeli ya da onlar için ayrı bir kategori açılmalı.
Abartılı bir şekilde bütün ödülleri birkaç kuruma yönlendirerek, diğerlerini yok saymak, hem diğer başarılı kurumlara hem de sektöre yeni giren başarılı gençlere yapılan en büyük haksızlıktır.