Abbas Güçlü Milliyet Gazetesi

Milenyum’u hatırlayanınız var mı?

2000 yılını dört gözle beklemiştik. Son, üç, beş yıl Milenyum hayalleriyle geçti. 2000’li yıllar, yani, yeni bir yüz yıl, yeni bir bin yıl başladığında, her şey çok...

31 Aralık 2016 | 192 okunma

2000 yılını dört gözle beklemiştik. Son, üç, beş yıl Milenyum hayalleriyle geçti. 2000’li yıllar, yani, yeni bir yüz yıl, yeni bir bin yıl başladığında, her şey çok değişecekti.

O günler de fazlasıyla umut dolu yazılar yazdığımı hatırlıyorum.
Sonra görkemli şekilde 2000’e yani Milenyum’a girdik…
Peki, ne değişti?
Şu günlerde Jo Guldi ve David Armitage’nin Tarih Manifestosu’nu okuyorum. Özetle, tarihi, dar aralıklarda değil, bin yıllık perspektifte inceleyin diyor.
Sanki haklı gibi!
Milenyum’daki ilk yazım aşağıda, söyler misiniz, o günden bugüne ne değişti?..
Değişen sadece isimler!
“Öğrencilerin milenyumu çok seveceklerinden eminim. Neden sevmesinler ki?
Milenyumun ilk ayına tatille girdiler, tatille devam ettirip, tatille bitirecekler. Yılbaşı tatilinin rehavetini üzerlerinden atmadan, önümüzdeki hafta sonu bayram tatiline giriyorlar.
Ardından da yarı yıl tatili geliyor.
Bu arada kar kış tatilleri de başlarsa hiç şaşırmayın.
Çünkü öyle alıştılar.
Bu yüzdendir ki, lapa lapa yağan kara bizim ufaklıkların ilk tepkisi “Baba okullar tatil mi?” oldu...
Milli Eğitim Bakanlığı 2000 Yılında Milli Eğitim diye bir kitap hazırlamış.
Elime ilk aldığımda bravo Milli Eğitim’e, nihayet çağı yakaladılar dedim.
Ama 170 sayfalık kitabı evirip çevirdikçe, her yıl bütçe görüşmeleri için hazırlanan klasik kitaplardan hiçbir farkının olmadığını gördüm.
Hayal kırıklığına uğradım.
170 sayfalık kitapta 2000 yılı hedefleri olarak sadece 6 sayfa yer alıyor.
Onlar da 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Hükümet Programı ve Şura kararlarından oluşuyor.
Geriye kalan 164 sayfada ise mevcut durumu anlatılıyor.
Peki, “Bilgi Çağı” olarak isimlendirilen Milenyum için neler düşünülmüş, işte onlar yok.
Artık yapmayı düşündükleri bir şey yok da onun için mi yok, yoksa var da yazmayı mı unuttular o kadarını bilmiyorum...
Tam da yıllar, asırlar, binyıllar değişir ama MEB değişmez diye umutsuzluğa kapılmışken, bakanlığın gönderdiği zarftan bu kez Bakan Bostan- cıoğlu’nun 2000 Yılı İçin Bütçe Konuşması çıktı.
Tamam dedim, Bakan Bey söyleyeceklerini kitaba yazma yerine TBMM kürsüsünden dile getirmeyi düşünmüş ki, buraya aldı diye heyecana kapıldım.
Sayfaları hızla çevirip su gibi okudum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Öğretmen, öğretmen, öğretmen! 22 Kasım 2024 | 438 Okunma Eğitim nedir, ne değildir?.. 20 Kasım 2024 | 321 Okunma Pazar keyfi 17 Kasım 2024 | 59 Okunma Hatada ısrar mı erdem, dönmek mi? 15 Kasım 2024 | 228 Okunma Sosyal bilimleri ne zaman ciddiye alacağız? 13 Kasım 2024 | 143 Okunma