2000 yılını dört gözle beklemiştik. Son, üç, beş yıl Milenyum hayalleriyle geçti. 2000’li yıllar, yani, yeni bir yüz yıl, yeni bir bin yıl başladığında, her şey çok değişecekti.
O günler de fazlasıyla umut dolu yazılar yazdığımı
hatırlıyorum.
Sonra görkemli şekilde 2000’e yani Milenyum’a girdik…
Peki, ne değişti?
Şu günlerde Jo Guldi ve David Armitage’nin Tarih Manifestosu’nu
okuyorum. Özetle, tarihi, dar aralıklarda değil, bin yıllık
perspektifte inceleyin diyor.
Sanki haklı gibi!
Milenyum’daki ilk yazım aşağıda, söyler misiniz, o günden bugüne ne
değişti?..
Değişen sadece isimler!
“Öğrencilerin milenyumu çok seveceklerinden eminim. Neden
sevmesinler ki?
Milenyumun ilk ayına tatille girdiler, tatille devam ettirip,
tatille bitirecekler. Yılbaşı tatilinin rehavetini üzerlerinden
atmadan, önümüzdeki hafta sonu bayram tatiline giriyorlar.
Ardından da yarı yıl tatili geliyor.
Bu arada kar kış tatilleri de başlarsa hiç şaşırmayın.
Çünkü öyle alıştılar.
Bu yüzdendir ki, lapa lapa yağan kara bizim ufaklıkların ilk
tepkisi “Baba okullar tatil mi?” oldu...
Milli Eğitim Bakanlığı 2000 Yılında Milli Eğitim diye bir kitap
hazırlamış.
Elime ilk aldığımda bravo Milli Eğitim’e, nihayet çağı yakaladılar
dedim.
Ama 170 sayfalık kitabı evirip çevirdikçe, her yıl bütçe
görüşmeleri için hazırlanan klasik kitaplardan hiçbir farkının
olmadığını gördüm.
Hayal kırıklığına uğradım.
170 sayfalık kitapta 2000 yılı hedefleri olarak sadece 6 sayfa yer
alıyor.
Onlar da 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Hükümet Programı ve Şura
kararlarından oluşuyor.
Geriye kalan 164 sayfada ise mevcut durumu anlatılıyor.
Peki, “Bilgi Çağı” olarak isimlendirilen Milenyum için neler
düşünülmüş, işte onlar yok.
Artık yapmayı düşündükleri bir şey yok da onun için mi yok, yoksa
var da yazmayı mı unuttular o kadarını bilmiyorum...
Tam da yıllar, asırlar, binyıllar değişir ama MEB değişmez diye
umutsuzluğa kapılmışken, bakanlığın gönderdiği zarftan bu kez Bakan
Bostan- cıoğlu’nun 2000 Yılı İçin Bütçe Konuşması çıktı.
Tamam dedim, Bakan Bey söyleyeceklerini kitaba yazma yerine TBMM
kürsüsünden dile getirmeyi düşünmüş ki, buraya aldı diye heyecana
kapıldım.
Sayfaları hızla çevirip su gibi okudum.