Mülakat deyip geçmeyin, eğitimde son yılların en önemli tartışma konusu haline geldi. Kalktı, kalkacak derken, devam edeceği açıklandı ve içinden çıkılamaz bir noktaya gelindi.Mülakat, bazı atamalarda olmazsa olmazların başında gelir. Örneğin sınıfa girip ders anlatma, cemaatin karşısına çıkıp vaaz verme, kan gördüğünde bayılmama gibi bazı önemli ayrıntılar o atama süreçlerinde çok önemlidir.Tartışılan konu, onların nasıl ölçüleceği değil hangi aşamada nasıl yapılması gerektiğidir.Eğitim fakültelerine girişte, mezuniyette ya da KPSS’ye başvururken aransa, kriterler çok önceden açıklansa itiraz bu denli yüksek olmazdı ama atamaya beş kala yapıldığında kıyamet kopuyor...Mülakat, mesleki yeterliliğin, davranışların ve en önemlisi de kişiliğinizin o mesleğe uygun olup olmadığını değerlendirmek için yapılır. Örneğin herkesin anlayacağı bir dilde ders anlatabiliyor muyuz, öğrencilere karşı sabırlı mıyız ve bir meslek olarak öğretmenliği neden seçtiğimiz çok önemlidir.MEB’in bu yöndeki beklentileri neler? Önce bunu ortaya koyması gerekiyor.Daha da önemlisi, öğretmenlerimizi jüri önüne çıkartmadan önce, onları bu göreve hazırlayan YÖK ve üniversitelerimizin, MEB’in bu beklentilerinden ne...