Eğitim zaten tartışmalı bir alandı ama sınavlarla ilgili yeni düzenlemeler bardağı taşıran son damla oldu!
Peki, köklü bir revizyon gerekli miydi?
Kesinlikle gerekliydi.
Yanlış olan, zamanlaması ve siparişle gündeme gelmesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan emretti, onlar da şimdi zamanı değil diyeceklerine, emriniz olur deyip şipşak kararlar aldılar. Şimdi de içinden çıkamıyorlar.
TEOG, alelacele kaldırıldı, yerine hâlâ bir sistem bulunamadı.
Üniversiteye girişte, bir hafta hazırlıkla ortaya atılan TYT ve YKS ise dikiş tutmuyor.
Sistemi yenilendikçe, ortaya yeni patlaklar çıkıyor. Yakında yamalı bohçaya dönerse hiç şaşırmayın.
İşte tüm bunlar toplumun üçte ikisini oluşturan eğitim paydaşlarını rahatsız etmeye yetiyor da artıyor.
Sadece bu kadarla kalınsa iyi! Yaratılan tedirginlik, eğitime ve devlete güveni de zedeliyor ki işte buna kimsenin hakkı olmamalı...
Eğitime yön vermek siyasetin değil, ilgili kurumların ve uzmanların görevi. Onlar bu işe soyunmayınca, yarattıkları boşluğu siyasiler doldurmaya kalkıyor ve işte o zaman daha da içinden çıkılmaz hale geliyor.
MEB, YÖK, ÖSYM, üniversiteler ve benzeri kurumlar eğitime daha çok kafa yormak zorunda.
O kadarla da kalmayıp, en doğru olanı bulup, karar merciindeki kurum ve kişilere anlatmakla görevliler.
Üç maymunu oynayarak, belki bugün için kendilerini her türlü dış etkilerden uzak tutabilirler ama yarın büyük vebal altında kalabilirler...