Dünya değişirken, çocuklar değişirken, kuşaklar arası farklılıklar, kardeşler arası farklılığa dönüşürken, eğitimde reform yapmamak çılgınlık olur!
Eğitim gibi reform da şart! Ama önce, eğitimin ve reformun tarifini yeniden yapmak gerekiyor.
Reformist bakanlıkların başında Milli Eğitim’in gelmesi en doğal olanı!
Çocuklarımızın, dolayısıyla da ülkemizin geleceğine yön veren onlar!
Memleket sevdasını kazandıracak olan da onlar, etik değerleri olmazsa olmaz hale getirecek de onlar.
Hak, hukuk, adalet kavramlarını yaşam biçimi haline getirecek olan da onlar, donanımı, liyakati, fırsat eşitliğini sağlayacak olan da onlar.
Milli ve manevi değerleri vazgeçilmezler arasına alacak olan da onlar, çağdaş dünyanın kapısını aralayacak da onlar.
Gelenek ve görenekleri, aidiyet hissini, dostluğu, arkadaşlığı öğretecek olan da onlar, vizyoner dünya vatandaşı yetiştirecek olan da onlar.
Milli Eğitim Bakanlığı deyip geçmeyin, ülkelerin kaderini belirleyenler kesinlikle ve kesinlikle onlardır. Ama önce, saydığımız değerlere onların sahip olması gerekiyor. Anlayacağınız, eğitimde ne kadar güçlüysek, geleceğe o kadar güçlü bakabiliriz.
Eğitimle ne olur artık oynamayalım, fabrika ayarlarına dönelim yeter. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki eğitim modeli, şu ana kadar gerçekleşenlerin en iyi olanı. En azından, iyi insan, iyi yurttaş yetiştiriyordu. Adil, vizyoner, yönlendirici ve en önemlisi de, çocuklarımızı harcayan değil, kazanandı.
Liselere giriş sistemi tam bir felaket ama MEB’in umurunda değil. Sorumluları ise ara ki bulasınız!..En iyi öğrenciler de okul bulamıyor!Liselere girişte ciddi sorunlar yaşanıyor ama nedense bu durum kimsenin umurunda değil!
Yüzde 1’lik, 2’lik dilime giren öğrenciler bile istedikleri okula giremiyor.
Okullar açıldığında yüz binlerce öğrenci hâlâ okul bulamamış ya da hiç istemediği bir okula veya açık liseye yönlendirilmiş olursa hiç şaşırmayın!
Lise öğrenimi çok önemli. İyi bir ün...