Kime ne sorsanız, herkes seçim sonrası diyor.
Ankara zaten kontak kapatmış durumda, arayın ki birini
bulasınız.
İş dünyasında yaprak kımıldamıyor.
Çarşıdaki, pazardaki esnaf bile, hele bir şu seçim geçse de
rahatlasak diyor.
Emlak sektörü de durmuş.
Alacak olan almıyor, satacak olan da satmıyor.
Esnafın, tüccarın, politikacının, bürokratın tamam seçimle işi
olabilir.
Peki ya eğitimin seçimle ne işi var ki?
Sakın öyle düşünmeyin çünkü en ufak bir esintide bile eğitimde
fırtınalar kopuyor.
Bırakın iktidarı, aynı parti döneminde bile, bir bakan
değişikliğinde bürokrasi tepeden tırnağa yenileniyor, eski projeler
çöpe atılıp yenileri geliyor...
Son 10 yılda böylesi hezeyanlara fazlasıyla şahit olduk.
Şimdi, hele bir de iktidar değişikliği konuşuluyor ki,
müsteşarından genel müdürlerine, il ve ilçe milli eğitim
müdürlerinden okul yöneticilerine kadar herkes panikte.
Çok basit bir şey soruyorsunuz aman ne olur şimdi değil, seçim
sonrasında konuşuruz. Hele bir ortalık sakinleşsin diyorlar.
YÖK, ÖSYM, TÜBİTAK, üniversiteler ve diğer akademik kurumlarda da
durum farklı değil.
Hele hele dershaneler!
Seçimi en yakından onlar izliyor.