Başta siyaset olmak üzere, hemen her konuda olduğu gibi eğitimde de hep bir uçtan öteki uca gidiyoruz. Bazen çok iyi şeyler oluyor, bazen tartışmalı, bazen de kazandık derken kaybediyoruz, gülerken ağlıyoruz...
ÖSYM’nin son uygulaması sanki bu kez herkesi sevindirecek gibi.
Bizim nesil sınav sonuçlarını haftalarca beklerdi.
Sokağın başında postacı göründü mü, kalbimiz yerinden fırlayacak gibi olurdu.
Sonra sonuçları gazeteler yayımlamaya başladı, erken baskılar havalarda uçuştu.
Teknoloji geliştikçe, önce bilgisayar, sonra internet devreye girdi.
Gelinen son nokta ise bir adım daha ötesi!
Sınavlar belli olduğu anda sonuçlar artık otomatik olarak cep telefonunuza düşecekmiş...
Ya yanlış sorular?
Bu konuda ÖSYM’yi kutlamak gerekir.
Teknolojiyi kendisi üretmese de en azından yakından izliyor.
Ama sonuçlardan çok daha önemli bir konu daha var ki o da yanlışlar.
Dünyanın yazılım devleri keşke bir program daha geliştirseler de ÖSYM’nin yanlış sorularını, soru kitapçıkları basılmadan, sınav yapılmadan iptal etse!
İşte o zaman onları ayakta alkışlarız.
Yoksa bu gidişle, ÖSYM’nin yanlışsız sınav yapacağı yok!
Şimdiye kadar sordukları yanlış soruları peş peşe dizsek buradan Çin’e yol olur...
Şimdi iş zamanı!
Seçim seçim diyorduk.
İşte o da bitti ve şimdi iş zamanı.
Aylardır neredeyse hemen her şey seçim sonrasına ertelenmişti.
Hele bir şu seçim aradan çıksın denilmişti ama seçimlerin ardı arkası kesilmedi...
Hemen her alanda olduğu gibi eğitimde de yapılacak çok iş var.
Ak Parti’nin seçim beyannamesine bakıldığında, bu zaten kendini fazlasıyla gösteriyor.
Örneğin şubatta 30 bin öğretmen ataması var.
Diğer mezunlar da aynı oranda hatta daha fazla atama bekliyor.
Asgari ücret 1300 liraya çıkacak, ilk kez iş bulan gençlerin bir yıllık maaşı devlet tarafından verilecek, üniversite bursları 400 TL olacak, taşeron işçiler kadroya geçecek, ücretli öğretmenler de güldürülecek, herkese yurt verilecek ve daha neler neler!
Evet, seçimler bitti ve şimdi iş zamanı.