Küsüratlarla uğraşmayı çok sevmeyiz. Bir Alman, bir Amerikalı bırakın bir euroyu, bir doları, bir centi bile tezgahta bırakmaz. Onlar için saniyeler önemlidir. Pek çoğu da iş bitmeden günü bitirmez… Biz de öyleydik önce, madeni paraların yüzüne bakmaz olduk, sonra saniyeler, dakikalar üzerinde durulmayacak kadar ufak detaylar oldu… Toplumlar bileşik kaplar gibidir. Bir konuda ne ise diğer konuda da odur. Bir alanda yukarı çıkarsanız o sizi yukarı çeker, aşağı düşerseniz o sizi aşağıya çeker. Eğitimde ise kafamız karmakarışık. Hâlâ düzeni oturtamadık. Tek dersten kalan sınıfta kalırken, önce borçlu geçirdik, sonra da 7, 8 zayıfın hiçbir önemi yok deyip sınıf tekrarını adeta kaldırdık. O yetmedi bir de diploma verdik. Hormonlu notlarda ise sınır tanımadık. Neredeyse tüm okulu 100 tam puanla mezun ettik… Kolay yoldan diploma almaya böylesine alışmışken, sınıf tekrarı yeniden geldi, devamsızlık konusunda ise ortaokul ve lise son sınıfları, sınavlara daha iyi hazırlansınlar diye ikinci yarıda tatil noktasından, 20 günlük devamsızlık sınırını aşanları üniversiteyi kazansalar da mezun etmedik!.. Ölçme değerlendirme konusunda ise bir yanda bol keseden hormonlu not verirken, öte...