Yapılan tüm araş- tırmalar öğrenci ve öğretmenlerin mutsuz
olduğunu ortaya koyuyor.
Öğretmen ve öğrenci deyip geçmeyin, nüfusumuzun üçte biri onlardan
oluşuyor.
Geri kalanların üçte ikisi de veli!..
Ve eğer öğrenciler mutsuzsa, anne babaların mutlu olması mümkün değil!..
Ülke genelinde bir mutsuzluk hâkim ama nedense bunu hiç kimse eğitimle ilişkilendirmiyor.
Mutsuzluğun gerekçesi olarak kimi işsizliği gösteriyor, kimi de siyasetteki gerginliği ve terörü!
Oysa mutsuzluğun en önemli kaynağı, bir türlü oturmayan eğitim sistemimiz ve sürekli yaşanan zikzaklar.
Ne zaman bir şeyleri kaldırdık ya da değiştirdik desek, her defasında daha beteriyle karşılaşıyoruz.
Lise ve üniversite giriş sınavları güya kaldırıldı, güya öğrenciyi de veliyi de yormayacak hale getirildi. Ama gelinen noktada, veli de öğrenci ve öğretmenler de geçen yıllardan daha bir yorgun ve bir o kadar mutsuz!..
MEB, el yazısı dayatmasından vazgeçtiğinde bayağı sevinen olmuştu. Cuma günü bu konuda son kararı okulların vereceği duyuruldu.
Belli ki birilerinin elinde el yazılı kitaplar kaldı ve yayınevlerinin, bol keseden dağıtacağı komisyonla, pek çok okulda el yazısına yeniden dönülecek!
Daha birkaç ay önce sevinen öğrenci ve veliler yeniden karalar bağlayacak ama bu kimin umurunda ki!..
Nasıl mutlu oluruz?
Hemen her konuda olduğu gibi eğitimde de istikrar ve huzuru yakalamadan, mutluluğa ulaşmamız mümkün değil.
Peki, bu mümkün mü?
Neden olmasın! Yeter ki istensin ve yeter ki doğru bir yol haritası ve liyakate dayalı doğru kadrolar oluşturulsun, gerisi zaten kendiliğinden gelecektir.