Milyonlarca öğrenci ve veli hayatlarının belki de en zor günlerini yaşıyor!
Cumartesi günü yaşanan LGS faciası tüm hayatlarını altüst etti.
Yaşama sevinçleri adeta yok oldu.
/* */Yüz binlerce çocuk hâlâ ağlıyor, odasından çıkmıyor,
kimseyle konuşmuyor.
Neden mi?
Yıllardır, gece gündüz, yaz kış, hafta sonu tatil demeden, deli gibi sınavlara hazırlandılar ve karşılığını alamadılar da o yüzden!
Böyle bir hayal kırıklığı yaşatmaya hiç ama hiç kimsenin hakkı yok!
Üstelik tam tersini söylerken!
Hani sınavlar kalkacak, çocuklar rahatlayacak, evlerinin en yakınındaki okullara, güle oynaya gideceklerdi?
Sonuçlar neden ertelendi, kılavuz neden açıklanmıyor?
Seçimler, belki sizler için önemli olabilir ama öğrenci ve veliler için girecekleri okul ve gelecekleri de bir o kadar önemli!
Ne olur artık onları üzmekten vazgeçin!..
Yazının sonrasını çıkartıp, gelişmeleri, çok daha yürekten anlatan akademisyen bir anneye bırakıyorum:
‘Sayın Cumhurbaşkanım’
“Sayın Abbas Güçlü, eğitimle ilgili yazılarınızı uzun süredir takip ediyorum. Ancak bugünkü köşe yazınız dün Cumhurbaşkanı’na gönderdiğim mektubu özetler gibi olmuş. Sizi kalben tebrik ederim.
Sadece bir eğitimci olarak değil, öfkeli bir anne olarak da mektubu aynen size de gönderiyorum.
Lütfen hep böyle dik durun. Ülkemin sizin gibi ‘cesur yürek’lere ihtiyacı var!
“Sayın Cumhurbaşkanım, merhaba,
Şimdiye kadar hiçbir siyasi parti, vb. organizasyonun bir üyesi olmadım. Olmayı da düşünmüyorum. Ancak nerdeyse tüm yazdığım bilimsel yayınlarda yerli, milli duruşumu bozmadım bozmam da!
Sizi de takip ediyorum ve kalben bağlıyım.
Türkiye’m, ülkem için dik ve asil duruşunuz hepimize örnektir.
Diğer taraftan, öyle inanıyorum ki bu seçimi de alacaksınız inşallah.
Ancak toplumun içinde, özellikle mesleğim gereği rengimi belli etmeden gençlerin, ailelerinin nabzını gözlemleyenlerden biri olarak hemen şu önemli konunun altını çizmek istiyorum:
Ülkemin eğitim sistemi ve dolayısıyla politikaları (ben de dâhil olmak üzere) şiddetle eleştiriliyor.