Napolyon savaşı kazanmak için “Para, para, para” demişti. Geleceği kazanmanın altın anahtarı ise “Öğretmen, öğretmen, öğretmen”dir! Ama ne yazık ki geleceğin mimarı öğretmenlerimiz kendi geleceklerini inşa etme konusunda bile moral ve motivasyon açısından adeta dibe vurmuş durumdalar. Yorgunlar, borçlular, dışlanmışlar, kiradalar, kredi kartıyla yaşıyorlar ve en önemlisi de yapayalnızlar!.. Öğretmenlik herhangi bir meslek değildir, onlar çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini emanet ettiğimiz yorgun savaşçılardır. Çok severek seçtikleri mesleklerini, başkalarına tavsiye edemez noktaya geldilerse eyvah eyvah demeliyiz. Onları bu noktaya hep birlikte getirdik ve bu konuda hiçbir mazeret kabul edilemez. Bu yüzden sorgulamaya önce kendimizden başlamalıyız. Bu süreçte ne yaptık, onlara yani çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine ne kadar sahip çıktık? Anadolu Eğitim Sendikası’nın (AES) Öğretmenleri Günü Anketi, öğretmenlerimizin geldiği son noktayı çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Defalarca yazdık ama bir kez daha hatırlatmakta yarar var: 50 milyonluk Eğitim Ailesi’nin lokomotifi öğretmenlerimizdir. Onlar mutsuzsa ülke mutsuzdur. Onlar gelecek konusunda tedirginse herkes...