Öğretmenlik Cumhuriyet’in ilk yıllarında onur duyulan mesleklerin en başında geliyordu.
Herkes öğretmenlere saygı duyardı.
Bir yere tayini çıktığında, evin en güzeli onlara kiralanır, yemeklerin en güzeli onlara ikram edilir, genç kızlar evlenirken ille de öğretmen olsun derdi.
Maaşları da günün koşullarına göre çok iyiydi, seyahatlerde bir yerden bire yere gidilirken en iyi koltuk onlara ayrılır, yoldan geçerken herkes ayağa kalkardı.
Öğretmen Hanım ya da Öğretmen Bey bir şey söylüyorsa onun üzerine laf söylenmez, sorgulanmaz, ne diyorsa, o doğru kabul edilirdi.
Sadece o kadar mı?
Protokol masalarının baş köşesinde de mutlaka onlara yer ayırılırdı...
Peki, bugün ne haldeler?
İsterseniz önce gelin Eğitim-İş’in yaptığı ankete bir göz atalım ve daha sonrasında da bu bataklıktan nasıl kurtulurlar ona kafa yoralım!
Nereden nereye?
1. Öğretmenlerin yüzde 89’u mesleğinden elde ettiği gelirleri yetersiz bulmuştur.
2. Öğretmenlerin yüzde 86’sı yılda bir kez verilen eğitim öğretime hazırlık ödeneğini yetersiz bulmuştur.
3. Öğretmenlerin yüzde 83’ü maaşının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını belirtmiştir.
4. Öğretmenlerin yüzde 79’u gelirlerindeki yetersizliğin mesleki verimini düşürdüğünü belirtmiştir.
5. Öğretmenlerin yüzde 89’u öğretmenlere verilen 20.77 TL çocuk yardımının yetersiz olduğunu belirtmiştir.
6. Öğretmenlerin yüzde 89’u 9.21 TL olan ek ders ücretinin yetersiz olduğunu belirtmiştir.
7. Öğretmenlerin yüzde 86’sı gelişmiş ülkelerdeki öğretmenlerle benzer çalışma koşullarına sahip olmadıklarını belirtmiştir.