Hemen her şey A’dan Z’ye değişiyor. Hem de çok hızlı.
Oysa biz siyasete kilitlendik ve bir adım ötesine geçemiyoruz.
Seçimdi, referandumdu derken, dünyada olup bitenlere Fransız
kaldık.
Siyaset dışında yazacak, konuşulacak ne var ki diyenlere, yüzlerce
konu başlığı sıralayabiliriz. Örneğin tarım!
Günlerdir yazıyoruz, kimsenin umurunda değil! Aç kaldıklarında,
umarım çok geç kalınmış olmaz!
Dijitalleşme de onlardan biri. Adeta, hayatımızı esir aldı.
Görünen o ki daha da alacak. Ama enteresan olan, bu konuda bize
verilen rol!
Tüket, tüket, daha çok tüket!
Telefon, tablet, bilgisayar satıcıları için olduğu kadar mobil
hizmet sunan şirketler için de en iyi pazarlardan biriyiz.
Her ne kadar bilişim teknolojisi üretmede son sıralarda yer alsak
da kişi başına düşen cep telefonu konuşma süremiz ve ekran başında
geçirdiğimiz zamanla, şampiyonluğu kimselere bırakmıyoruz.
Yani bize verilen rolün hakkını fazlasıyla veriyoruz.
Dijital Çağ
Önümüzdeki 10 yıllık süreçte, şirketlerdeki dijitalleşme daha da
artacak. Örneğin en son bankaya ya da uçak bileti almak için
seyahat acentesine veya herhangi bir resmi evrak için ne zaman bir
devlet dairesine gittiniz?..
Özel sektör kadar, kamusal kurumların da dijital çağa ayak
uydurmaya çalıştıklarını görüyor ve mutlu oluyoruz.
Medya her ne kadar teknolojik anlamda iyi gibi görünse de içerik
üretme konusunda sıkıntılı ama yine de fena sayılmaz.
Peki ya eğitim sistemimiz? Okullar, öğretmenler, öğrenciler,
veliler, yeni çağa ne kadar hazır?
Son yıllarda çok önemli girişimler oldu ama maalesef sahipsiz
kaldıkları için arkası gelmedi.
Bilişim sınıfları ve FATİH Projesi bunlardan sadece ikisi.
Şimdi de kodlama dersinden söz ediliyor.
Keşke başarabilsek ama emin olun o da yaz yağmuru gibi gelip,
geçecek...
Uymayan gider
Dijital Çağ’a ayak uyduramazsak ne olur?
Endüstri Çağı’nı kaçırdığımızda ne olduysa o olur. Üretmeden
tüketmeye devam eder ve başkalarının oyuncağı oluruz.
Evrim geçiren şirketler ayakta kalır, değişime kapalı olanlar da
yok olup gider!
Dünyanın en büyük şirketlerine göz attığınızda, bunu çok net
görebiliyorsunuz. Listenin en tepesinde yüzlerce yıllık sanayi
devleri değil, son 30 yılda kurulan dijitaller var.
Peki, bu konular ülkemiz gündeminde mini minnacık da olsa yer
alıyor mu? Evet demek mümkün değil!..
Dünya daha değişecek
Biz ister bu kervana katılalım, ister umurumuzda bile değil
diyelim, dünya yakın bir gelecekte tahminlerimizin çok ötesinde
değişecek.
Bu süreçte değişime kafa yoranlar, teknoloji üretenler, ayakta
kalacak, ayak uyduramayanlar yok olup gidecek. Örneğin medya
sektöründe dünyanın en köklü gazeteleri bir bir kapanmaya
başladı.
Peki, bu değişim küresel mi yok yerel mi olacak? Görünen o ki
stratejik işbirlikleri sadece siyasette değil, ekonomide de bir
hayli öne çıkacak.
İşte bu noktada sorulması gereken soru şu: Buna ne kadar hazırız?
Ve çok daha önemlisi, bunu kim ya da kimler, ne zaman, nasıl
gerçekleştirecek?..
Sosyolojik değişim?
Her yeni çağ pek çok sorunu da beraberinde getiriyor.