16 Nisan’a çok az kaldı.
Eminiz ki bu referanduma katılma oranı, önceki seçim ve
referandumlardan çok daha yüksek olacak.
Çünkü her seçim ve referandum önemlidir ama sanki bu hepsinden çok
daha önemli...
Neden önemli olduğu konusunda, öyle ya da böyle, onlarca neden
sayılabilir.
Ve bu gerekçeler kişiden kişiye de değişebilir.
İşte bu yüzden, tıpkı oyumuzun rengi gibi, gerekçeler de herkesin
özelidir!
Ona karışılmaz, hiçbir şekilde karışılmamalı da!..
Yoksa bunun adı, güdümlü demokrasi olur ki, bu kadarını da hak
etmiyoruz!..
Rahmetli Demirel, ne zaman bir seçim ya da kriz söz konusu olsa,
“Sandık her şeyin çaresidir. Ortada sandık varsa, sorun yok”
derdi.
Bu yüzden, 16 Nisan’ı kâbus gibi değil, yeni doğan bir güneş gibi
görmeliyiz.
Ve bu güneşin doğuşuna, yaşı 18’in üzerinde olan hepimiz katkıda
bulunmalıyız.
Şunu kesinlikle unutmayalım ki en büyük vatandaşlık görevi, sandığa
gitmek ve oyunu kullanmaktır...
Renginin ne olacağı da sizin dışınızda kimseyi ilgilendirmez.
Şimdiden ne söyleseniz zaten boş!
Sandık başına gittiğinizde, aklınız ve vicdanız ne diyorsa, o sese
kulak verin yeter...
Öğrenciler dikkat!
Seçimler, her defasında farklı tarihlerde yapıldığı için
üniversiteli öğrencilerin hangi sandıkta oy kullanacakları hep
sorun oluyor.
Kayıtlı oldukları sandık, bazen ailelerinin yanında, bazen de
üniversitenin bulunduğu kentte olduğu için kayıtlarını oradan oraya
taşımak ya da seçim bölgesine gitmek, hem çok zahmetli hem de
pahalı oluyordu. Ama sanki bu defa her şey çok daha kolay olacak
gibi.
İşte bu konudaki ayrıntılar:
Öğrenci, kiralık bir evde kalıyorsa, kira sözleşmesi veya elektrik,
su, telefon gibi abonelik faturasıyla birlikte ilçe nüfus
müdürlüğüne başvuracak.
Öğrenci belgesine gerek yok, hemen başvurmak mümkün.