Doğan Abi’yi ebediyete uğurladık.
Allah ailesine sabır versin...
Cenazesi çok kalabalıktı ve medya dünyasının pek çok ismi oradaydı.
O, vitrindeki çok ünlüler yoktu, daha çok, medyanın asıl yükünü çeken, kendisi gibi hamallar vardı.
Gelenlerin pek çoğu eski Milliyet çalışanları, diğerleri de farklı gazete ve televizyonlardandı.
Cenazeler de olmasa, değil birbirimizi görmek, isimlerimizi ve suratlarımızı dahi unutacağız.
Peki, niye sadece cenazelerde buluşuyoruz?
Birbirimizin kıymetini neden sağlığımızda da yeterince bilmiyoruz?
Doğan Abi ile odalarımız yan yanaydı.
Geleni gideni tek tek görüyoruz.
Cenazesine katılanların onda biri ziyaretine gelse, yıllarca yalnızlık çekmezdi.
Ziyaretçiyi sever, el üstünde tutardı.
Ama nedense o ziyaretçilerle, odasında volta attığı günlerde değil de cenazesinde bir araya geldi.
Gelenek ve göreneklerimiz eğer buysa, değiştirmeliyiz.
Ölümden sonra olduğu gibi, ölümden önce de birbirimize sahip çıkmalıyız.
Bizi bir araya getirecek, sayısız fırsatlar yaratmalıyız...
Çok uzun yıllarını Milliyet’e veren arkadaşlarımız bile, Milliyet’e gelirken on defa düşünüyorsa, ya bizde bir sorun var demektir ya da onlarda. Ama görünün o ki asıl sorun, diyalogsuzlukta ve yerle bir olan morallerde.
Yoksa kim cenazesine koşa koşa gittiği arkadaşının ziyaretine, sağlığında da gitmez ki!..
Hepimiz yaşlanmışız!