Masa başın-dan kurtulup ülke genelinde etkinliklere katılıp,
yapılanlara şahit olduğunuzda, kesinlikle çok daha mutlu
oluyorsunuz. Ankara’nın ve medyanın gündemiyle halkın gündemi
neredeyse taban tabana zıt.
Önceki gün Silivri’de, dün de Haymana’daydım. Silivri’de
hazırlıklarına şahit olduğumuz ülkemizin ilk Tarım Koleji’nin
açılışındaydım. Haymana’da da Ankara Üniversitesi İnkılap Tarihi
Enstitüsü’nün koordinasyonunda bu yıl 6.’sı düzenlenen Sakarya
Meydan Muharebesi ve Haymana Sempozyumu’na katıldık.
Her ikisi de heyecan vericiydi...
Bugün Silivri, yarın da Haymana izlenimlerini paylaşacağım.
Haymana’da, bu ülkenin, mucizevi bir başarıyla hangi zor şartlarda
kurulduğunun, Silivri’de de geleceği nasıl yakalanabileceğinin
hikâyesini dinledik.
Kimden mi, umut taciri ya da felaket tellallarından değil, bilim
insanlarından!..
Aç kalmamak için!
Önümüzde yılların en stratejik ürünleri ne dikilen gökdelenler ne
de bilişim teknolojileri ve silahlar olacak.
Çünkü dünya nüfusu inanılmaz şekilde artıyor ve tarım alanları
giderek azalıyor! Açlık sinyalleri çoktan gelmeye başladı.
Gelecekte, su ve tarımın yerini hiçbir şeyin tutmayacağı
görülüyor.
İnsanoğlu, arabasız, telefonsuz yaşamını binlerce yıl sürdürebilir,
içecek suyun ve yiyecek ekmeğin yerini hiçbir şey dolduramaz.
Ülkemizin dört bir yanına üretimden bihaber okullar açtık.
Ve artık tüketen değil, üreten nesiller yetiştirme zamanı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dikkat çektiği gibi, tüm dikkatimizi bu
noktaya odaklandırmalıyız.
İşte Silivri Tarım Koleji, Köy Enstitülerinden sonra, Türk Eğitim
Sistemi’nde yeni bir çığır açacak ekolün öncüsü olacak.
Açılışı bile klasik olmadı. Açılış panelinde İstanbul Milli Eğitim
eski Müdürü Ömer Balıbey, tarıma gönül vermiş bilim insanlarımızdan
Prof. Dr. Halim Orta, Prof. Dr. Murat Kartal ve bir de ben vardım.
Çok önemli ayrıntılar konuşuldu. Dinledikçe tarımın
geliştirilmesine olan inancım daha da arttı.
Köyleri bitirdik
Silivri İstanbul’un, Haymana da Ankara’nın bir ilçesi ve bu kadar
önemli icraata imza atmalarına karşın her iki kenti yönetenlerden
hiç kimse yoktu. Belli ki çok önemli işleri vardı!..
İşte tarım sempozyumundan birkaç satır başı...
Köylümüzü, milletin efendisi iken, kentlerin köleleri haline
getirdik.
Üniversitelerde akademik kariyer için bilim yapıldı, halkımızın
refahını düşünen olmadı.
Akıllı ve organik tarım, kaliteli ürün şart. Yetiştirdiğiniz ürüne
çocuğunuza bakar gibi bakmalısınız.
Sadece ülkemizde 12 bin çeşit bitki var, tüm Avrupa’da 10 bini
bulmaz.
Fransız arabasını, Amerikan bilgisayarını gelip Bursa’da
üretebilirsiniz ama İngiliz tohumu ile Silivri’de tarım
yapamazsınız. Çünkü toprak ve iklim başka!
İsviçre’de tek kakao ağacı yok ama çikolata ve kahve üretiminde
dünyanın en büyük üreticilerinden biri. Biz de öyle katma değeri
yüksek ürünler üretmeliyiz...
Teşekkürler Özcan Başkan, teşekkürler Özdemir Başkan!..
Özetin özeti: Yapacak çok şey var ama herkes bunu başkasından
bekliyor!