Tatil sevinci ile sınav heyecanını bir arada yaşıyoruz.
17.5 milyon öğrenci dün karne aldı. Uzunca bir yaz tatiline merhaba
dedi.
Üniversite adaylarının LYS macerası ise bugün başlıyor.
Adaylara sabır diliyoruz.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 10 milyon kişi ne ülkeye, ne gençlere,
ne de eğitim kurumlarına zerre kadar yararı olmayan seçme
sınavlarına giriyor. Moralleri altüst oluyor.
Kalite ise hak getire.
Oysa sınav sektörüne harcanan parayla her yıl binlerce yeni okul
yapılabilir, on binlerce hatta yüz binlerce gence iş olanağı
yaratılabilir.
Peki, biz ne yapıyoruz?
Gençleri paçavraya çeviriyoruz.
İşte bugün sınava giren öğrencilerden birkaçının ruh hali...
‘Kendimi tanıyamıyorum!’
21 yaşında, gençliğini ÖSYM çatısı altında feda edip kaybetmiş bir
gencim.
2012’den beri YGS-LYS ile mücadele ediyorum.
2012 yılında mezun olup 2013 yılında Y. Üniversitesi Halkla
İlişkiler bölümüne kaydoldum.
Hazırlıkta kalıp 2014’te yeniden sınava girdim ve puanım kırıldığı
için düşük bir puan aldım, üniversite değiştiremedim.
Sözel öğrencisiyim ve 21 yaşıma geldim hâlâ hangi bölümü okuyayım
diye karar veremedim.
Şu an herhangi bir özel üniversitenin yüzde 50 burslu Uluslararası
Ticaret bölümüne gitmek istiyorum. Çünkü ileride ticaretle ilgili
firmalarda çalışma gibi bir niyetim var, baba mesleği olduğundan.
Fakat kulağa hoş gelmesine rağmen sözel öğrencisi olduğumdan dolayı
matematik bilgim sıfır.
Özel öğretmenden ders almama rağmen YGS’de 40 sorudan 4 netim
vardı. YGS-5 puanım 220.
Bunları niye yazıyorum ben de pek bilmiyorum.