Üniversite başvuruları başladı.
Her ne kadar işsizlik sıralamasının en tepesinde, üniversite mezunları bulunsa da, onca çabayı ve harcamayı, işsizlikle taçlandırsak da, üniversitelere hâlâ yoğun ilgi var. Peki, tam da başvuru öncesi, üniversiteye girişle ilgili sürekli olarak yeni kararlar alınması ve kafaların karıştırılması ne kadar doğru?
Aslına bakarsanız, YÖK’te dünden bugüne değişen hiçbir şey yok. Bir uçtan ötekine gitti ve biz yaptık oldu dayatmacılığı aynen devam ediyor. Örnek mi istiyorsunuz? Alın size örnekler:
- Yatay geçiş kolaylaştırıldı, dikey geçiş zorlaştırıldı.
- Meslek lisesi mezunlarına kendi alanlarıyla ilgili fakülte seçiminde verilen artı puan kaldırıldı, oysa, dikey geçiş kaldırılacağına göre tam tersi olmalıydı.
- Baraj baraj üstüne getiriliyor ama eğitim fakülteleri hiç akıllarına gelmiyor.
- Tıp fakültesi kontenjanları donduruldu, diğer fakülteleri düşünen yok.
- Kaliteyi artırıyoruz diye getirilen baraj, hiçbir şey ifade etmiyor. 160 soruda 16 net yapan barajı aşıyordu, bu sayı 20’ye çıkartıldı. Bu mu kalite?
- Son üç yıldır ortalama 150 binin üzerinde kontenjan açığı kalmasına rağmen sürekli yeni üniversiteler ve fakülteler açılıyor.
- İhtisas üniversitelerinden söz ediliyor ama açılan tüm üniversitelerde, açık büfe gibi yok yok!
- Formasyon eğitimi adeta ticarete dönüştü, dur diyen yok.
Bu sıralamaya daha onlarca madde eklenebilir. Peki, yeterince konuşuldu, tartışıldı mı?
Evet demek o kadar zor ki!
YÖK, dün de dayatıyordu, bugün de dayatıyor. Anlayacağınız güç zehirlenmesi aynen devam ediyor.
Başkan Saraç, her ne kadar aksini iddia etse ve bu yönde hareket ettiğine inansa ve inandırmaya çalışsa da, YÖK bildiğiniz gibi…