Bilim olmadan bir ülkenin kalkınması mümkün değil.
Dünyanın en iyi üniversitelerine ve en iyi araştırma merkezlerine sahip olan yani dünya bilimine en fazla katkıda bulunan ülkeler, aynı zamanda, hemen her alanda en iyi ülkeler arasında yer alıyor.
Refah düzeyi, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, basın
özgürlüğü, fırsat eşitliği, vergi adaleti, işsizlik ya da hangi
kriteri alırsanız alın, eğitim ve bilim her şeyi beraberinde
getiriyor.
Eğer bilim toplumu olamadıysanız, petrol ya da doğal gaz zengini de olsanız, bir yere kadar!..
İşte bu yüzden, Atatürk’ün 80 yıl önce altını kalın çizgilerle çizdiği şu sözlere bir kez daha kulak vermeliyiz:
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir!
İstemek yetmiyor
Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne, iktidara gelen tüm partiler, eğitime de, bilime de fazlasıyla önem verdiler.
Kat ettiğimiz yol müthiş ama ona rağmen hâlâ dünya sıralamalarında çok gerilerdeyiz.
Bunun nedeni de bilim toplumu olmayı bir türlü içselleştiremiyoruz.