Abbas Güçlü Milliyet Gazetesi

Tarım yoksa gelecek de yok

Hemen her konuda sahipsiziz. Örneğin, gençlerin, eğitimin, çocukların bir sahibi var mı? Evet demek çok zor. Peki ya tarımın, hayvancılığın, toprağın bir sahibi var mı? Evet demek mümkün...

17 Haziran 2017 | 275 okunma

Hemen her konuda sahipsiziz.
Örneğin, gençlerin, eğitimin, çocukların bir sahibi var mı?
Evet demek çok zor.
Peki ya tarımın, hayvancılığın, toprağın bir sahibi var mı?
Evet demek mümkün değil.
Eskiden Hayrettin Karaca vardı.
O da artık görünmüyor...
Oysa tarım yoksa, gelecek de yok.
Tarım arazileri bir bir yok ediliyor, en verimli topraklarımız yağmalanıyor!
Erzurum Ovası’nın tam göbeğine üniversite bile kuruldu.
Öylesine bir akıl tutulması yaşıyoruz ki bu gidişat, gidişat değil.
Binlerce yıllık antik kentleri gezerken, bir de bu gözle bakın!
Tarım arazilerine kurulmuş, doğayı yağmalamış tek kent göremezsiniz.
Bu topraklar, dün bize miras kaldığı gibi, biz de yarın bizden sonraki nesillere miras bırakacağız.
Ve yaşamın olmazsa olmazı tarımsal ürünler yoksa, açlığa, sefalete, yoksulluğa hazır olun.
İşte o zaman, bugünkü beton yığınları için ah vah edeceğiz ama iş işten çoktan geçmiş olacak.
Tarım sit alanları
Tıpkı tarihi ve kültürel alanlarda olduğu gibi tarım alanlarını korumak için de sit alanları yaratılamaz mı?
Antik kalıntılar, nasıl ki tarihi sit alanıysa, binlerce yıldır bu coğrafyada yaşayanları doyuran topraklar da, tarım sit alanı ilan edilmez mi?
Neden? Çünkü tarım yapılan topraklarımız çok değerli ve giderek azalıyor.
İstanbul’u örnek alalım, Silivri’nin dışında neresi kaldı?
Orası da yağmacıların iştahını kabartıyor!
Bugün direniyor, peki ya yarın?
Türkiye, bizim gibi on ülkeyi daha besleyecek tarımsal bir altyapıya sahip ama nedense hâlâ bunun farkında değiliz.
Geçenlerde, Doğu ve Güneydoğu’ya minik bir tur yaptım, orta Anadolu topraklarından en az beş kat daha verimli ve insanlar hâlâ fakir.
Bunu anlamak mümkün değil.
Ve beton bloklar orada da çoktan yükselmeye başlamış!..
Organize tarım bölgeleri
Tarımsal alanları, bizdekinin onda biri kadar olan ülkeler, bizim on katımız ürün üretiyorsa, akıllı tarımdan başka çaremizin olmadığını artık görmemiz gerekiyor.
Tarımda öncü olan bölgeleri korumak ve kalkındırmak için Organize Tarım Sanayi Bölgeleri kurmak zorundayız.
Nasıl ki organize sanayi bölgeleri ve teknoparklar kuruluyorsa, organize tarım bölgeleri kurulma zamanı geldi de geçiyor.
Tarım teknolojilerini içeren inovasyon merkezleri olmadan, akıllı tarıma geçiş yapmak mümkün değil.
Sanayi, turizm, inşaat önemli de tarım önemsiz mi?
Üretim, pazarlama, tohumculuk ve ürün saklama teknikleri buralarda gelişmeyecek de nerede gelişecek?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Öğretmen, öğretmen, öğretmen! 22 Kasım 2024 | 409 Okunma Eğitim nedir, ne değildir?.. 20 Kasım 2024 | 320 Okunma Pazar keyfi 17 Kasım 2024 | 59 Okunma Hatada ısrar mı erdem, dönmek mi? 15 Kasım 2024 | 228 Okunma Sosyal bilimleri ne zaman ciddiye alacağız? 13 Kasım 2024 | 143 Okunma