Üniversite sınav sonuçları dün açıklandı. Yüzbinlerce evde heyecan dorukta. Sevinç de var, hüzün de. Sınav sonuçlarıyla birlikte bir kez daha şapka düştü, kel göründü ama ortaya çıkan başarısızlığı ne MEB kabulleniyor ne de YÖK ve ÖSYM!.. Bu zorlu yarışta gece gündüz demeden alın teri döken, dirsek çürüten tüm adayların hayalini kurdukları üniversiteye ve mesleğe kavuşmalarını diliyoruz.
Üniversite giriş maratonunda asıl zorlu süreç şimdi başlıyor. Hangi üniversite, hangi kent, hangi meslek, vakıf mı, devlet mi, ev mi yurt mu, mezuna kalmak mı, yoksa bu yıl neresi olursa girmek mi? Zor sorular, zor kararlar. İşte bu yüzden çok dikkatli olmak gerekiyor. İyi puanlar her kapıyı açan altın bir anahtar olmadığı gibi kötü puanlar da hayatın sonu değildir!
Yeter ki paniğe ve karamsarlığa kapılmayın. Kaçırdıklarınız ya da kaçıracaklarınız yerine girebileceğiniz yerlere odaklanın. Gerisi gelecektir… Puanınızın ya da başkalarının sizi yönlendirdiği yere değil, hayalinizi kurduğunuz mesleğe odaklanın ve o nerede ise gidin orada öğrenim görün. Üniversite elbette önemli ama hepsi hepsi dört, beş yıllık bir süreç. Asıl önemli olan ise ömür boyu süren...