Abbas Güçlü Milliyet Gazetesi

Tıp ve hukuk barajı için iptal davası!

Maç orta-sında kurallar değişir mi? Değişmemesi gerekir. Ama burası Türkiye. Ne istenirse, o olur. Hele ki isteyen devletin ta kendisiyse. Allah’tan bir hukuk devletiyiz ve çiğnenen yasaların, devlet adına yapılan...

05 Temmuz 2015 | 410 okunma

Maç orta-sında kurallar değişir mi?
Değişmemesi gerekir.
Ama burası Türkiye.
Ne istenirse, o olur.
Hele ki isteyen devletin ta kendisiyse.
Allah’tan bir hukuk devletiyiz ve çiğnenen yasaların, devlet adına yapılan dayatmaların karşısında yine devlet var!..
MEB, YÖK ve ÖSYM, bugüne kadar defalarca yargı duvarına tosladı. Ama hâlâ bildiklerini okumaya devam ediyorlar.
Biz ne dersek o olur şeklindeki zamansız dayatmaları yüzünden, aldıkları doğru kararlar bile tartışmalı hale geliyor. Hatta yargıya taşınıyor!
Tıpkı Demet Can’ın, oğlunun hayallerinin elinden çalınması üzerine açtığı davada olduğu gibi!..
Dayatmaya hayır
Can, YÖK’ün, tıp ve hukuk fakültelerine getirdiği barajla ilgili olarak, yarın sabah Danıştay nezdinde yürütmeyi durdurma davası açıyor. Müthiş bir dilekçe hazırlamış. Çok uzun, bu yüzden tümüne yer vermek mümkün değil (tamamını www.abbasguclu.com’da bulabilirsiniz)...
İşte dilekçeden önemli satır başları:
DAVA KONUSU: Daha önceki yıllarda hukuk lisans programına TM-2 puan türüyle girilebiliyor iken, “2015 yılında hukuk lisans programına TM-3 puan türüyle girilebileceğine ilişkin karar” ile 2015 ÖSYS’de “Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarına yerleştirme işlemlerinde tıp programlarına başarı sırası en düşük 40 bininci (40.000) sırada olan, hukuk programlarına ise başarı sırası en düşük 150 bininci (150.000) sırada olan adayların yerleştirme işlemine alınarak kontenjan dahilinde yerleştirilmesine” dair Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın işleminin (söz konusu işlem basın açıklaması yoluyla duyurularak 30/06/2015 tarihinde uygulanmıştır) öncelikle ve ivedilikle yürütmesinin durdurularak müteakiben İPTALİNE karar verilmesi talebimizin sunulmasından ibarettir.
Haksız rekabet
Ülkemizde her yıl yaklaşık 2 milyon civarında öğrenci ve aileleri, rekabetçi şartlar ve stres altında, yoğun emek ve çaba (maddi ve manevi) harcayarak üniversite sınavlarına hazırlık süreci geçirmektedir. Bu hazırlık sürecinin bir önceki yılın ağustos aylarında başladığı ve haziranda girilen son sınavlarla nihayete erdiği de malumdur. Hal böyle olunca, bir önceki yılı ve o yılın sayısal verilerini ve değerlerini referans alan öğrencilerin (ki şimdiye kadar yapılan uygulamalar da öğrencileri bu yola sevk etmiştir)

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Öğretmen, öğretmen, öğretmen! 22 Kasım 2024 | 442 Okunma Eğitim nedir, ne değildir?.. 20 Kasım 2024 | 323 Okunma Pazar keyfi 17 Kasım 2024 | 59 Okunma Hatada ısrar mı erdem, dönmek mi? 15 Kasım 2024 | 228 Okunma Sosyal bilimleri ne zaman ciddiye alacağız? 13 Kasım 2024 | 143 Okunma