, niye Amerika?
Çünkü dünyanın en iyi 10 üniversitesinden 8’i Amerika’da.
Türkiye, neden bir Almanya, İngiltere, Japonya, Çin olamıyor?
Çünkü ilk 300’de tek üniversitemiz bile yok.
İlk 500’de de sadece ODTÜ var!
Dün de yazdık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor, MEB, YÖK, ÖSYM, TÜBİTAK, Bilim
Bakanlığı ne yapıyor?
Cumhurbaşkanı diyor ki:
“Günümüzün en önemli güç kaynağı olan enformasyon ve bilgi
teknolojileri konusunda üreten değil, tüketen konumundayız. Altını
çizerek ifade etmek isterim ki dün olduğu gibi bugün de, güçlü ülke
olmak, bilgiyi yönetmekten ve bilgiyi en iyi şekilde
işleyebilmekten geçiyor.”
Peki, biz ne yapıyoruz?
Her kente, o da yetmedi her ilçeye bir üniversite ya da fakülte
açtık.
Eğitim, bilim umurumuzda olmadı, tek beklentimiz, o kentlere,
ekonomik canlılık kazandırmasıydı ama o da tutmadı.
Çünkü tek kayıt dahi almayan bölümler var.
Daha da vahimi, 200 binden fazla kontenjan boş kaldı!
Kalite yerlerde sürünürken, daha önceki YÖK yönetimleri olup biteni
sadece seyretti.
MEB, ÖSYM, Bilim Bakanlığı ve TÜBİTAK gibi eğitim ve bilime yön
veren kurumların yaptıkları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yukarıda
altını çizerek vurguladığı söylemleri hiçbir zaman birbiriyle
örtüşmedi.
İşte bu yüzden de bilim üreten, bunu teknolojiye ve kazanca
dönüştüren girişimciler yetiştiremedik.
Son müfredat programı ve boş kalan yüz binlerce kontenjan konusunda
gösterilen duyarsızlık bunun en açık örneği!
Ortada bir irade var ama onun gereğini yerine getiren ne bir kurum
var ne de kişiler!..
Üniver- sitelerin görevi ne?
Farklı cephelerden bakarak, bunu bir kez daha, hep birlikte
sorgulayalım.
Gençlere meslek kazandıran meslek okulları mı?
Evrensel bilime katkıda bulunan bilim yuvaları mı?
Siyasetçilere oy kazandıran oy depoları mı?
İşsizliği önlemek için kurulan oyalama merkezleri mi?
Özgürlüğün ve kalkınmanın lokomotifi mi?..
Bu konuda yüzlerce soru üretebiliriz, tıpkı TBMM’ye yansıyan
aşağıdaki sorular gibi.
Üniversiteler
TBMM’de
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “Uluslararası yükseköğretim
derecelendirme kurumu tarafından yapılan sıralamalara göre Türk
üniversitelerinin sıralaması geçtiğimiz yıllara göre gerilemiştir.
Sıralamayı yapan kuruluş, aynı zamanda, Türkiye’nin akademik
özgürlükler konusunda da geriye gittiğinin altını çizmiştir.
Ülkemiz, muasır medeniyetler seviyesinden gün geçtikçe
uzaklaşmaktadır” diyerek şu soruların Başbakan Binali Yıldırım
tarafından cevaplanmasını istiyor:
1. Önde gelen Türk üniversitelerinin dünya genelinde öğretim
itibarının ve atıf etkisinin düşmesinin sebepleri nelerdir?
2. Yükseköğretimin niteliğini yükseltmek için yapılan çalışmalar
nelerdir?
3. 2002-2017 yılları arasında açılan üniversitelerin kazandığı
uluslararası başarıları açıklar mısınız?
4. 2002-2017 yılları arasında uygulanan üniversite açma politikası
başarısız olmuş, sadece yükselen istatistiklerden ibaret kalmıştır.
Bu uygulamayı doğru buluyor musunuz?..
Özetin özeti: Üniversitelere iktidar şaşı, muhalefet de eksik
bakıyor! Peki ya siz, biz, gençler?.