Konuşmaya, televizyon izlemeye, gezmeye bayılıyoruz.
Tam bir mirasyedi hayatı yaşıyoruz.
İç ve dış borç almış başını gidiyor.
Üretmeden tüketiyor, tükettikçe daha fazlasını istiyoruz.
Değirmenin suyu nereden geliyor diye soran yok...
Peki, mutlu muyuz?
İstatistikler aksini söylese de evet diyeni bulmak zor!
Kimyamız bozuldu.
Doğrular yanlışlar birbirine karıştı.
Tam da bizden biri Nobel aldı diye sevinirken, Cumhurbaşkanımız Nobel’i yerin dibine batırdı!
Dizilerin toplumu nasıl uyuşturduğunu, üretimden nasıl düşürdüğünü, hemen herkesi nasıl paranoyak hale getirdiğini, tekrarının tekrarını kaç kez izlediğimizi değil, seninki mi yoksa benimki mi daha çok izleniyoru tartışıyoruz.
Telefonla konuşma ve sosyal medyada gezinme konusunda ise dünyada elimize su döken yokmuş!..