Milenyum’u düşünerek ne büyük hayaller kurmuştuk.Yeni bir yüzyıl, yeni bir bin yıla girerken her şeyin çok farklı olacağını düşünmüştük. Özellikle de eğitimde!Çeyrek asrın son yılına giriyoruz. Geride kalan 24 yıla yönelik bir değerlendirme yaptığımızda eğitimde sayısal anlamda çok önemli mesafeler kat ettik. Peki aynı değerlendirmeyi kalite, liyakat, memnuniyet ve en önemlisi de geri dönüş konusunda da söyleyebilir miyiz?Örneğin çeyrek ya da yarım asır öncesi ile bugünü kıyasladığımızda, okullaşma oranlarımız ve diplomalı sayımızda müthiş artışlar söz konusu.Gençlerin de, ebeveynlerin de en büyük hayali “diploma”ydı.Diploması olmayana kız vermiyorlar, diploması olmayan iş bulamıyor; diploması olmayan kendinde büyük bir eksiklik hissediyordu.Siyasetin “diploma” odaklı eğitime yönelmesi de bu yüzdendi.