Haftanın ilk günü gibi, yeni yılın ilk günü de hep zor geçer.
Ama her şey gibi onlar da geliyor, yaşanıyor ve bir süre sonra da
sıradanlaşıyor.
Tıpkı önceki yılların ilk günleri gibi...
Karamsar olmaya gerek yok. Her geçen yıl bizden çok şey götürüyor
gibi görünse de kazanımları sanki hep daha fazla.
Niye mi? Çünkü her zaman olduğu gibi yaşananları değil
yaşanmayanları, kazandıklarımızı değil kaybettiklerimizi,
yaptıklarımızı değil yapamadıklarımızı düşünüp kendimizi üzmek için
bahaneler arıyoruz.
Bir şeyi kaybettiğimizdeki üzüntüyle kazandığımızdaki sevinç doğru
orantılı olmalı ama nedense üzüntünün dozu hep daha fazla
oluyor.
Yaşanan, yapılan, kazanılan güzellikler, şarkı da olmuyor, haber
de!
Şarkılardaki hüzün, haberlerdeki iç karartıcı başlıklar hep bu
yüzden değil mi!..
Dünü, dün de bırakıp, sevinç, mutluluk, kazanç, huzur, keyif,
seyahat, hoşgörü ve kahkaha haklarını yeterince kullanmayanlar için
2017’yi yerden yere vurmayı bırakıp, geleceğe bakalım.
2018 yeni bir şans ve bu şansımızı bugünden itibaren sonuna kadar
kullanalım!