Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), YÖK ve ÖSYM’ye adeta ince ayar
çekti. Asli görevlerini hatırlattı.
KDK, ÖSYM’nin YGS 09.45 mağdurlarına yönelik sınava almama kararını
gayri hukuki ve abartılı buldu. Yeni bir sınav hakkı verilmesini
tavsiye etti.
Top şimdi YÖK ve ÖSYM’de, umarız daha önce olduğu gibi, karar alma
yetkisinin kendilerinde olmadığını belirterek zaman kaybetmezler.
Çünkü önümüzde LYS var.
Yaşanan mağduriyetin sıkı bir takipçisi olarak, muhtemelen sınav
hakkı verilmesi noktasına getiren Başkan Şeref Malkoç ve kurul
üyelerini özellikle tebrik ediyoruz. Çünkü hak, hukuk, adalet ve
elindeki yetkiyi, ihlal eden, abartılı kullanan, dayatan kurumlar
kadar, onlara dur diyenlerin de var olduğunu hatırlattıkları
için...
Mağdur Cumhuriyeti
Bir önceki yazımda, geleceğe ne kadar hazırız derken, ortadan
kalkan mesleklerden birinin de banka şubeleri olacağını yazmış ve
maaşla orantısız bir şekilde verilen kredi kartı limitlerinin pek
çok kişinin hayatını zora soktuğuna dikkat çekmiştim.
Çok farklı tepkiler geldi.
En çarpıcı olanlardan biri de vatandaşla banka yönetimi arasında
kalan çalışanların gönderdiğiydi.
Gelin önce ona bir göz atalım, sonra da bu konuyu enine boyuna
irdeleyelim. Çünkü hani şu, hiç dikkate alınmayan, çok ama çok
önemli konulardan biri de bu...
‘Sorumlu biz değiliz’
“Yazılarınızı beğenerek okuyorum ancak bugünkü yazınızda
bankacılarla ilgili cümlenize bankacı olarak katılmıyorum.
Öncelikle bizim yaşadığımız baskının, ruhsal bozukluğu hakkında en
ufak fikriniz olamaz.
Emin olun, 10 sene içinde, onlarca bankacı intihar edecek veya en
az 300 bin kişilik ruhu hasta ve sorunlu bankacı güruhu ortaya
çıkacak.
Biz kimseye zorla kart satmıyoruz.
Kart alıp, harcamalarını çok düzenli bir şekilde ödeyen
müşterilerin sayısı ödemeyenlerden binlerce kat fazla. Ödeyen nasıl
ödüyor o zaman?
Bir örnek vereyim:
Marketlerde şeker satılıyor.
Şeker de zararlı değil mi?
E, o zaman, neden alıyorsunuz?
Madem öyle, almayın o zaman!
Bu mantığı göre, o marketler de insanların hayatını mahvediyor
düşüncesizce... Bizim yaptığımız işin modeli bu.
Biz insanların ayağına gidip teklif ediyoruz, zorla bir şey
vermiyoruz.
Ayrıca eminim ki öncelikle devlet sektöründe, başta bazı memurlar
olmak üzere, dünyadan haberi olmayan, nasıl olsa kovulma ve maaş
alamama derdi olmadığını bilip yüzde 30 kapasiteyle çalışan modern
görünümlü hırsızların maaşı da vergilerle ödeniyor.
Nedense herkes bankacıları düşman bellemiş!
Ve bir tavsiye sizlere, eğer evladınız varsa, asla bankacı
yapmayın!..”
Kabahatli kim?
Bankacıları asla suçlamadık. Aklımızdan da geçmez.
Birkaç kişi işini doğru yapmıyor diye tüm sektörü suçlamak
yanlışların en büyüğü olur.
Tıpkı birkaç öğretmene bakıp, öğretmenleri yerine dibine sokanlar
gibi!
Ama ortada çarpık bir tablo olduğu da kesin!
Ne eğitimin genelinden bir memnuniyet var ne de kredi kartları
sisteminden.
Pek çok ülkede kart kullanıcılarına gelirinin üzerinde limit
tanınmaz ve birden fazla kart verilmezken, biz, tam bir kredi kartı
cennetiyiz!
Almayın demek işin en kolayı. Biri de çıkar vermeyin diyebilir!