İki milyondan fazla genç için dün çok zor bir gündü.
Sabahın erken saatlerinden itibaren sınav sonuçlarının açıklanmasını beklediler.
Akşama kadar da kıvranıp durdular.
ÖSYM sanki sınav merkezi değil, eziyet merkezi.
Şu saatte açıklıyorum dese, adaylar sürekli, ÖSYM’nin internet sitesini aramaz, onlar da, sisteme aşırı yüklenme olmadığı için, daha rahat yükleme yapar ve sonuçları daha erken açıklayabilirlerdi.
Saat verirsek, hepsi o anda yüklenir ve sistem kilitlenir diyorlar.
Onun da çaresi var!
Belli numarayla başlayanlar şu saatte, diğerleri de bu saatte diye, kademeli bir açıklama yapılabilirdi.
Yeter ki çözüm aransın. Ama onlar çözüm yerine, kendi kuralları neyse onu dayatmaya çalışıyorlar.
Görünen o ki test sistemi sadece öğrencilerin yaratıcılığını köreltmemiş! ÖSYM de bundan fazlasıyla payını almış!..
Sonuçlar açıklanıncaya kadar sadece adaylar değil, yakınları da çok zor saatler yaşadı.
Hepsi birlikte, geçmişin ve geleceğin muhasebesini yaptı, değer miydi bunca mücadeleye diyen çok oldu.
İşte onlardan sadece birinin dünkü ruh hali:
‘Hayallerim ve ben’
“Bugün, YGS açıklanacak bildiğiniz gibi. Sizinle iletişime geçmekteki amacım, biraz içimi dökebilmek ve rahatlamak.
Ağlarken kendimi yalnız hissetmemek...
Abbas Bey, üç sene üst üste sınava girdim.
Çocukluktan beri tek hayalim doktor olmak ve insanlara yardım etmekti. Yani idealist bir insanım.
Doktor olduktan sonra alacağım para hiç mi hiç umurumda olmadı.
Karın tokluğuna bile yapardım, o beyaz önlüğü giyip, boynumda stetoskopla dolaşmak en çok istediğim şeydi.
Sadece o önlüğü giymek ve insanlara yardım etmek...
Tek dileğim buydu.
Kardiyolog olmayı çok istiyordum özellikle ya da pediatri uzmanı.
Ama bu ülke, bu sınav sistemi, bu yozlaşan eğitim-öğretim sistemi ya da kobay faresi yerine konulmak, sınava su şişesi bile sokamamak ya da sınav sırasında affedersiniz sıkışsak tuvalete gidememek, sınav anında entegre kameralarla gözetlenmek, verilen o dandik silgi ve kalemler...