BAŞBAKAN Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Hürriyet'ten Cansu Çamlıbel'e
verdiği röportajda, idama karşı olduğunu açıkladı. Türkeş bu
düşüncelerini 31 Ekim tarihinde Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında
yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında da açıklamıştı. Bakanlar
Kurulu toplantısında idam konusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme
getiriyor.
Tuğrul Türkeş, “İdamı getirseniz bile Öcalan’ı da Gülen’i de
asamazsınız” diye söze başlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Niye”
dercesine bakınca, “Çünkü Magna Carta’dan beri cezalar geriye
yürümez” diyor. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu üyeleri Türkeş’i
ilgiyle dinliyor. “Hem idamı getirmiş oluruz hem de infazını
yapamayız. Ama idamı getirirsek, görüntümüz bozulur. Bizi hemen
Avrupa Konseyi’nden ihraç ederler, NATO’dan çıkarırlar.”
Türkeş’in bu sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “NATO’dan nasıl
çıkarırlar? ABD’de idam var” diyor. Tuğrul Türkeş, “ABD’de başından
beri öyle. NATO kurulmadan önce de idam vardı, sonra da
değiştirmediler. Onların hukuku ayrı. Ama biz baştan beri kıta
Avrupa’sının hukukuna tabiyiz” diye sözlerine açıklık
getiriyor.
İDAM GELİRSE BEN RET OYU VERECEĞİM
Avrupa Birliği konusunda dikkat çekici çıkışlarıyla tanınan bir
bakan ise AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ile görüşmesinde, “İdam
gelirse ben ret oyu vereceğim” diye kesin bir dil kullanıyor.
Cinsel suçların cezalandırılmasıyla ilgili tartışmalar sırasında da
gördük ki, muhalefet partileri yetersiz kaldığı için kamuoyu,
iktidara uyarı görevini AK Partililerden bekliyor. Ama görünen o ki
AK Parti’nin önce AK Partililerle görüşmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın bu süreçte görüşüp, FETÖ’yle mücadele,
idam, başkanlık sistemi konusunda görüşlerine değer verdikleri
isimler var. O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali
Yıldırım’la paylaştıkları düşüncelerini yansıtmak istiyorum. Bir
elin beş parmağını geçmeyecek sayıda ancak saygınlığı olan bu
isimlerin sadece kendi görüşlerini değil, AK Parti içindeki bir
hassasiyeti yansıttıklarını düşünüyorum.
İlk sırada idam konusu geliyor. “İdam geriye doğru uygulanamaz. O
nedenle Fetullah Gülen’in ve Öcalan’ın idamı mümkün olmaz. Ancak
çıktığı tarihten itibaren uygulanır. Onun da gelecekte
yapılacaklarla ilgili caydırıcılığı tartışılır.”
MÜCADELEYİ BAKKAL SEVİYESİNE YAYMAYALIM
FETÖ’ye mücadelede doğrular ve yanlışlar var. Daha geniş bir analiz
olarak paylaşmak istiyorum:
“FETÖ yapılanmasını Cumhurbaşkanımız üstü ihanet, ortası ticaret ve
altı ibadet olmak üzere üçe ayırmıştı. İhanet, 15 Temmuz’da darbe
yaptı. Bunun askeri ve sivil bağlantıları var. Yani başta askerde,
poliste, MİT’te, yargıda olmak üzere bunların bağlantıları var.
Ayrıca bunların sivilde abileri, ablaları ve imamları var. Bunlarla
mücadele edelim.
Ticarette ise bu yapıyı mali olarak destekleyen bir yapı var.
Bunlarla mücadelede ise belli bir ticari kapasite belirleyelim.
Belirli bir ticari kapasitenin üzerindekilerin üzerine gidelim. Ama
bakkal dükkânı seviyesine yaymayalım.