İspanya ETA'yla mücadelede en büyük desteği komşusu Fransa'da
almıştı.
İspanya- Fransa sınırının Fransa tarafındaki ETA kamplarına ortak
karşı operasyon yapılıp, terör karargahı ortadan kaldırıldı.
Fransa'daki korunaklı alanlarını kaybeden ETA, İspanya içinde bir
daha tutunamadı. Hele Madrid Tren İstasyonu'nda sivillerin ölümüne
yol açan bombalama eylemi yapınca 5 milyon İspanyol ETA'ya karşı
yürüdü ve örgüt silahlı mücadeleyi bırakma kararı aldı.
IRA'yla barış sürecini yöneten İngiltere Başbakanı Tony Blair, ”Bu
süreçte en büyük desteği ABD Başkanı Bill Clinton'dan aldım”
diyecekti.
Clinton'un desteği çok önemliydi. Çünkü IRA'nın en büyük geliri
ABD'deki varlıklı İrlandalılardı.
Tony Blair ayrıca her kriz anında Bill Clinton'un taraflar arasında
devreye girdiğini, “Sorun çözümü” olarak sürece çok önemli katkı
yaptığını anlatmıştı.
IRA ile barış anlaşmasının imzalanacağı basına açıklanmıştı. Ancak
son anda bir kriz patlak verdi. Blair, Clinton'u devreye soktu.
Böylece Hayırlı Cuma Anlaşması imzalanabildi.
Terörle mücadelede uluslararası dayanışma önemli olduğu için,
Charlie Hebdo baskınından sonra dünya liderleri Paris'te teröre
karşı birlikte yürümüşlerdi.
Bizim terörle mücadelede hiçbir zaman böyle bir şansımız olmadı.
PKK, önce komşumuz Suriye'de, sonra Irak'ta kamplarını kurdu,
Türkiye'de katliamlar yaptı.
Şimdi de komşularımızdaki ateş, Türkiye'ye taşınmaya çalışıyor.
11 Eylül'de New York'un güvenliğinin Afganistan'dan ve Irak'tan
başladığını, Paris saldırısında ise Fransa'nın güvenliğinin Şam'dan
başladığını gördük.
Afganistan, Irak, Suriye yanarken New York'ta, Londra'da, Paris'te,
Brüksel'de güven içinde yaşanamayacağı ortaya çıktı.
Terör kimi zaman gitti Paris'te vurdu kimi zaman ise Sultanahmet'te
Batılıları buldu.
IŞİD, şimdiye kadarki terör örgütlerinden farklı bir strateji
izliyor. IŞİD eylemlerinde özellikle Batı dünyasının korkusunu
hedef alıyor.
Hatırlarsanız ABD, Guantanamo Kampı'nda Müslümanlara turuncu
tulumlar giydirip, onlara işkence etmişti.