BAŞBAKAN Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile
görüşmesinden sonra doğruca partisinin MYK toplantısına
geçmişti.
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesinden
sonra doğruca partisinin MYK toplantısına geçmişti.
Orada Başbakan’a ilk soru, “Bahçeli samimi mi?” sorusu olmuştu.
Başbakan, MHP Lideri’ni ‘samimi’ bulduğunu ifade etmişti.
Başkanlık sistemine gidilen yolda en önemli kilometre taşlarından biri ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Devlet Bahçeli görüşmesiydi. Cumhurbaşkanı’nın da Bahçeli ile görüşmesinde olumlu izlenim edindiği söyleniyor.
Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde sağlanan mutabakat kapsamında AK Parti, başkanlık sistemini esas alan, ‘dar kapsamlı’ bir anayasa değişikliği hazırlayacak. Bahçeli, başkanlık sistemiyle ilgili taslağı gördükten sonra bir değerlendirme yapabileceğini ifade ediyor. MHP’nin de destek verebileceği bir taslak üzerinde çalışılıyor. Bahçeli’nin değerlendirmeleri ışığında taslak yeniden masaya yatırılıp son şekli verilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süre önce, “MHP’yi sıkı tutun. MHP ile asgari değil, azami müştereklerimiz var. 330’u bulup Meclis’ten geçirin, ben milletimle onu referandumdan geçiririm” demişti. Erdoğan, referandumda milletin yüksek bir oranda başkanlık sistemine evet diyeceği kanaatinde. Cumhurbaşkanı’nın referandum konusunda bu denli umutlu konuşmasının önemli bir nedeni 15 Temmuz’dan sonra oluşan sosyolojide yatıyor.
15 TEMMUZ TÜRKİYE’NİN KODLARINI DEĞİŞTİRDİ
GENAR’ın yaptığı, ‘Kutuplaşma ve uzlaşma
araştırması’ 15 Temmuz’un Türkiye’nin kodlarını
değiştirdiğini ve yeni bir sosyoloji meydana getirdiğini ortaya
koydu. 15 Temmuz Türkiye’nin kodlarını şöyle değiştirdi:
1- Dindar, milliyetçi ve muhafazakâr kesim yüzde 70.
2- Solcu, sosyal demokrat ve sosyalist yüzde 24.
Araştırmanın ayrıntılarını da ileride paylaşmak istiyorum. Ancak şunu söyleyebilirim ki, beklenenin aksine araştırma sonuçları Türk toplumunun kutuplaştığı tezini doğrulamıyor. Tam aksine toplum kutuplaşmıyor. Araştırmada çıkan başka çarpıcı bir sonuç daha var. Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa Erdoğan’a oy vereceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 60’a yükselmiş durumda. Ancak başkanlık referandumu söz konusu olursa Cumhurbaşkanı’nın umutlarını artıran oran bu oran değil, yüzde 70 oranında oluşan yeni sosyoloji. MHP tabanından da önemli bir katılımla yüzde 70’lik kesim, Türkiye’nin lideri olarak Erdoğan’ı görüyor.
Herkes bunu görüyor da Bahçeli görmüyor mu?
Bu tablo karşısında ‘Erdoğan-Bahçeli el ele başkanlık
sistemine’ diyebilir miyiz?
Daha önceki arayışlara göre başkanlık umudu daha artmış durumda ancak henüz bunu demek için erken.
Çünkü Bahçeli’nin muğlak açıklamaları bazı AK
Partililerin kuşkularının devam etmesine yol
açtı. Bahçeli, “Parlamenter
sistemden yanayız” diyor. “Meclis’te
evet dersek referandumda da evet deriz” diyeceğini
açıkladı. Ama
aynı Bahçeli, “Türkiye’nin önü
tıkandı. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışı ile
hareket ederek bu tıkanıklığın önünü açmamız
lazım” diyor. Peki bu nasıl olacak? Genel kanaat,
MHP’nin başkanlık sisteminin millete gitmesinin kapısını açacağı
yönünde.