Seçim meydanlarında MİT TIR'larıyla Bayır Bucak Türkmenlerine
giden yardımlar tartışılırken, Suriye rejiminin bombardımanından
kaçan Türkmenler ise sınırımıza ulaşmaya çalışıyorlardı.
Suriye Türkmenleri biliyordu ki Türkiye'ye ulaştıktan sonra
canlarını kurtaracaklardı.
Çünkü Suriye Türkmenleri, bir gün başımız sıkışırsa Türkiye var
bizi korur diye yetiştirilmişlerdi.
Kendisi de bir Batı Trakyalı olan Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlu'na Atina'da,
“Batı Trakya Türkleri için İstanbul ne anlam ifade eder“ diye
sormuştum.
“İstanbul denilince biz iki şey hissederiz. Bir göç, diğeri ise
sığınılacak ana kucağı”
Irak'taki, Suriye'deki Türkmenler için de Türkiye aynı şeyi ifade
etmiyor mu? Kara gün gelip çattığında, yurdundan, toprağından,
evinden koparıldığında dünya haritasının neresinde olursa olsun
Türkmenler için sığınılacak güvenli liman Türkiye'dir.
İsmail Tansu, Kıbrıs'ta Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kuran
isimlerden biriydi.
Kıbrıs'ın kazanılmasında yaptıkları faaliyetleri anlatan, “Aslında
Kimse Uyumuyordu” diye bir kitap yazdı.
Kıbrıs davasının sembol isimlerinden Fatih Rüştü Zorlu'nun, Gümrük
Bakanı'na,
“Bu arkadaşların görevi o kadar önemli ki, altın kaçırsalar, biz
Hükümet ve Devlet olarak göz yumacağız” demişti. Tabii Mukavemet
Teşkilatı olarak altın değil, silah kaçırıyorlardı.